Hayatımızı sıradan sanırken, sıradan olmayan sırasız gelmeden gelen ne vardı ki? Her şey sırayla değil miydi, ölüm hariç. Doğmadan hayata gelinmiyor, emekleyerek yürünmüyor, düşmeden kalkılmıyor, acıkmadan yemek yenilmiyor, say sayabildiğin kadar. Yataktan kalkmak için önce yatağa girmen gerekiyor saymakla bitmez.
Öyle ise sıradanlık konusunda bir söz söylemeye gerek yok, bu monoton sessiz manasız anımıza bizler, hoşluk katarak boşluğu doldurmak zorundayız, burada sizlere hitabet ederken kendime de söylüyorum, yanlış anlaşılmasın. Ben şu an birkaç sözle bu monoton sıradanlığı doldurtmak sizlerle buluşmak için iki cümle ile doldururken, sizlerde okuyarak iki cümle yazarak doldurmanız ve bu sıradanlığı hoşlukla doldurmaya çalıştığınıza yorum yazınca şahit olacağım.
Yani karşılıklı olarak yaşadığımız bu dünyada, karşılıklı birbirimizi severek yaşayacağız, karşılıklı bir selamla bir cümle ile nasılsın diyeceğiz. Yoksa aman bana ne diyerek es geçmek, bir merhaba diyerek iki cümleyi esirgemek yakışmaz bize, ağır gelse de nefsimize, gerek var birlikte gülmemize, gerek yok diyenlerin gözlerine, muhabbetle sözlerimize hayran bırakarak varacağız gönül şehrimize. Haydi, ben yola çıktım bekliyorum gönül şehrinde sizleri, selamlarımla.
Mehmet Aluç