İçinde yaşadığımız dünya gerçek mi? Peki, bu soruya cevap vermeden önce asıl cevaplamanız gereken soru gerçek nedir, sorusu değil midir? Peki, gerçeğin gerçek olmayandan ayırt edilmesi bu kadar kolay mıdır? Her ne kadar konuşursak konuşalım kesin bir yargıya varmamız ne yazık ki mümkün değildir ama bilim insanları tarafından tartışılan bir Simülasyon Teorisi’ni de es geçemiyoruz. Bu yüzden, kesin yargıdan değil şüphelerimizden ve bu şüphelerin kaynağından bahsedeceğiz bu yazıda.
Simülasyon Argümanı (Teorisi) Nedir?
“Hiç gerçek olduğundan emin olduğun bir rüya gördün mü, Neo? Peki ya bu rüyadan hiç uyanamasaydın? Gerçek dünya ile düşler dünyası arasındaki farkı nasıl anlayacaktın?” Matrix(1999)
Simülasyon Argümanı; algıladığımız ve kabul ettiğimiz gerçekliğin aslına bir simülasyondan ibaret olduğunu ve bu simülasyonun içinde yer alanların bu durumdan habersiz olduğunu savunur. Yani bu teoriye göre, gerçek aslında bizim algılarımıza yaşatılan bir aldatmacadır. Bir sebepten veya bir amaç doğrultusunda başkaları tarafından var edilmiş bir oyunun oyuncularıyız ve bunun farkında değiliz.
Simülasyon Argümanının Kökeni
Argüman şu an kabul ettiğimiz haliyle var olması 2000’li yılların başında gerçekleşmiş olsa da, bu argümanın temelinde yatan o insani şüphe yüzyıllardır DNA’larımızda kodlanmış, uyanmayı bekliyor. Argümanın köklerini araştırdığımızda Decartes’tın Düalite kavramı, Russell’ın Fenomenizm ile ilgili görüşleri bizi karşılar. Fakat bu şüpheyi insanların ruhlarına düğümlü bir ip gibi takip etmek gerekirse, o ip bizi MÖ. 5. yüzyıla kadar götürecektir. Bu çağlarda, Eski Yunan uygarlığında Parmenides insanın fiziksel dünyanın günlük gerçekliğine karşı yanlış bir bakış sergilediğini savunur. Ona göre dünya; değişmeyen, yenilmeyen ve yok edilemeyen bir bütündür.
Jean Baudrillard’a Göre Evren
Argümanın kurucularından Jean Baudrillard’da Simülasyon kuramı ile alakaları düşüncelerine göre; insan dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan savaşa da tuvalet kâğıdı reklamına da aynı bilinçsiz tutumla izlemektedir. Onun için, o takip etmeyi bıraktığında savaş bitmiştir. İşte insanın içinde yaşadığı bu evren simülasyon evrenidir. Her şey salt görüntüdür ve cansızdır.
Bizden Daha Üstün Medeniyetler Bizi Kontrol Ediyor Olabilir Mi?
Yakın bir zamanda Almanya Bonn Üniversitesi’ndeki akademisyenler tarafından bir makale yayınlandı. Buna makaleye ve buna dayanan diğer kaynaklara göre, bizden çok daha gelişmiş bir insan veya canlı ırkı olması mümkün. Bu ırk öyle kuvvetli ki, ellerindeki güç ve teknoloji ile bir evren gerçekliği simülasyonu yaratmış olmaları muhtemel. Biz de bu simülasyonun içinde yaşıyoruz. Yine bu iddiaya göre, her ırktan daha üstün bir ırk olması mümkün olduğunda devasa evrenlerin iç içe geçtiği bir simülasyon paradoksunda yaşıyor olmamız da muhtemel.
Önerilen İçerik: Dünya’yı Yok Edebilecek, Evrenin Esrarengiz Çocuğu: Karadelik Nedir?
Peki, Bu Paradoksa Göre Biz de Başka Uygarlıkları Simülasyona Tabi Tutuyor Olabilir Miyiz?
Aslına bakarsanız bu oldukça mümkündür. Ama paradoksun doğası gereği, her ırktan üstün başka bir ırk olduğunu var saydığımızda bu düzende bir üstteki ırkın buna müdahale etmesi beklenmez mi? Yoksa simülasyonun sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak adına buna müdahale etmezler mi? Peki tüm bu düzeni kontrol eden kim? Yoksa bu sonsuz bir döngü mü? Gördüğünüz gibi, şüphenin üzerine düşünmek bile pek çok soru doğuruyor.
Peki, Ya Sonuç?
Yapılan son araştırmalar ile Simülasyon Argümanı ciddi anlamda çürütüldü deniyor. Bu araştırmalara göre böylesine kapsamlı, Hollywood filmi vari bir evrenin simülasyonunu kurmak için çok ciddi bir donanıma ihtiyaç var. Öyle ki bu teknolojik seviyeyi biz ancak hayal edebiliyoruz. Ama bu konuda elbette herkesi tatmin edecek bir cevap bulmak mümkün değil. Çünkü simülasyonu yaratan ırkın teknolojiye erişiminin ne seviyede olduğunu bilmiyoruz.
Sonuç? Belki de bu asla cevabını bilemeyeceğimiz bir sorudan ibaret.
