Bu ülkede herhangi bir konuda fikir beyan edip önümüze bakmak pek mümkün değil.
“Şımarık Sesli Akustikçi Kız Furyası” başlığını Ekşi Sözlük’te tesadüfen görmüştüm. Görür görmez de kafamda bir profil belirdi. Hakikaten çok yerinde ve haklı bir tespit. Böyle bir insan tipi türedi internette.
Bu başka insanlarda var mı bilmiyorum ama ben beğenmediğim şeyleri kafamda ikiye ayırırım: Beğenmediğim şeyler ve hem beğenmeyip hem hoşlanmadığım şeyler olarak.
Bu ayrımı şu şekilde yapıyorum: Bir şeyi beğenmemişsem ve önemsemiyorsam, üzerine konuşarak bile vakit harcamayı gereksiz bulurum. Bir şeyi beğenmemişsem ve beğendiğim daha genel bir şeyi olumsuz yönde etkiliyorsa eleştiririm.
Bu şımarık sesli akustikçi kız profilindeki arkadaşlar genelde başkalarına ait şarkılara cover yaptıkları için genel anlamda müzik sektörünün kalitesini düşürecek büyük bir tehdit olarak görmüyorum. Coverların, hatta taklitlerin bile, asıl takdiri hak eden özgün eserlerin değerini arttırdığına inanıyorum.
O yüzden bu şımarık sesli akustikçi kızların çıkardıkları işleri pek beğenmesem ve ilgilenmesem de, haklarında çok olumsuz bir şey dile getirmişliğim yoktur.
Şimdi diyeceksiniz ki herhalde eleştiriyi hak edecek kadar kötü bir iş gördün ki konuşuyorsun.
Hayır, aslında tam tersi oldu. Normalde eleştiren ve şüpheci yaklaşan safta yer alsam da, gördüğüm birkaç haksız eleştiriyi eleştireceğim 🙂
Zeynep Bastık isimli bir şarkıcı gördüm. Aslında birkaç ay evvel görmüştüm ilk olarak, ama Ekşi’deki başlıkta bahsedilen bir izlenim bıraktığı için çok üstünde durmadan geçmiştim. Sonra dün Pinhani dinlerken YouTube’da karşıma bu kızın yaptığı Dön Bak Dünyaya coverına denk geldim.
Açıkçası tüm ön yargılı yaklaşımıma rağmen beğendiğimi söyleyebilirim. Sonra biraz düşündüm de, galiba ben bu kızların seslendirdikleri şarkıları sevmediğim için kafamda olumsuz bir çağrışım yaratıyorlar. Beğendiğim bir şarkının coverına denk gelince ön yargılar biraz olsun kalktı.
Sonra biraz daha bakayım dedim, kimmiş bu kız, ne işler yapmış diye. Başarılı birkaç coverı daha var, genel olarak beğendim diyebilirim.
Şimdi asıl sıkıntı burada başlıyor. Araştırırken Ekşi’ye de tekrar uğradım tabii. Millet birbirine girmiş. Övenler var, övenleri yerenler var, yerenleri yerenler var… Kafam yine çorba oldu.
Beni şu üzüyor: Bir fikre sıkı sıkıya tutunup bırakmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ne olur yani biri de çıkıp “Ya bu şarkıcıları ben de pek beğenmiyorum, ama arada da şöyle kaliteli bir şeylere denk geliyorum, desteklemek lazım…” dese, tatlı tatlı yapıcı eleştirisini yapıp, başarılı yönlerini takdir edip gitse?
Kesin linç yerim diye oradan kaçtım buraya yazıyorum 🙂
Dinlemek isteyenler için de bırakayım: