Kalbinin içinde yeşeren sevgi her şeyin üstesinden gelir.
Hayatımız boyunca insanlara yaptığımız iyilikler, onlarla kurduğumuz güzel hoş sohbetler, aramızda oluşan sevgi bağıyla ilgilidir. İnsana duyduğumuz sevgi, merhamet hoşgörü gibi kavramlar toplumların birbiriyle olan iletişimini kuvvetlendirir. Sevginin girdiği her ortamda bir huzur oluşur, birbirimize öfkeyle, gıptayla bakmayız. Onlara verdiğimiz sevginin karşılığı olarak refah seviyemizi artırırlar. Bir toplum düşünün ki birbirleriyle olan iletişimi kopuk ve zayıf, kalplerinden geçen tek şey benmerkezcilik olmak, insanların duygu ve düşüncelerini umursamayan, hayattaki tek amaçları kendilerini sevmek ve kendileri için iyilik yapma amacında olan bu toplum, asla gerçek sevgiye ve huzura ulaşamazlar. Evet, bir insanın kendisini sevmesi tabi ki iyi bir şey lakin bunun dozunu aşırıya kaçırarak değildir elbette. Kendimizi her daim sevdiğimiz gibi aynı sevgiyi karşımızdaki insanlara da vermeliyiz.
Sevgi güçlü bir bağdır, ve paylaştıkça mutluluk gibi çoğalır. Hayatta her şeyi sevecek değiliz, bizim de sevmediğimiz noktalar olacaktır. Sevmediğimiz şeylerden uzak durmalıyız, bu da bir seçenektir. Ama içimizden bazı insanlarımız sevmediği şeyleri insanların gözüne sokarcasına, aşağılarcasına keyfi harekette bulunurlar. O insanı, o eşyayı sevmiyorsak bu iğrenç hareketleri yapmamıza gerek yok halbuki. Sevgi, bazı şeylerin önüne geçebilir ancak kalbi kötülükten nasır tutmuş insanların önüne geçebileceğini sanmıyorum. Belki bazı istisnalar olabilir, bilemiyorum. Bazen karşımızdaki dünyanın en kötü bir insanı dahi olsa sevgi karşısında bir kağıt gibi büzülür durur. Eğer kalbinin derinliklerinde bir yerde, unutulmuş sevgi kırıntısı varsa tabii. Ben yaşadığım hayatı, izlediğim film ve dizileri baz alarak bu fikirlerimi beyan ediyorum. Sevginin saramayacağı yara, ulaşamadığı kapı, ve galip gelemediği şeyler yoktur. İnsanı asıl yiyip bitiren şey, içinde bitip tükenmeyen nefretidir. Nefret insanın ruhunu, kalbini, zihnini yavaş yavaş çürütür ve etkisi altına alır. Artık nefret bedende can bulur ve sevgiye asla tahammülü olmaz. Kötü bir ruh, bedenle bütünleşir.
Bir çiçeği sevgiyle büyütürseniz, o çiçek aldığı o sevgiyle kolay açacaktır. Çünkü ona verilen sevgi, onun ihtiyacı olan şeydir. Aynı şey çocuklar içinde geçerlidir. Çocuğa zamanında sevgi verirseniz, büyüdüğü zaman o sevginin meyvesini alırsınız. Ama yok eğer, nefret ile büyümüşse, ektiğiniz nefretin tohumları filizlenip bir zehirli sarmaşık gibi boynunuza dolanacaktır. Bir insanı sevmek, cesaret ister. Eğer o insana yeterli sevgiyi veremeyeceğinizi hissediyorsanız uzak durun. Cesaret ister, çünkü sevmek onun uğruna yaşamak ve onun uğruna ölmektir. Yaşamak, ölmekten daha cesur bir şeydir.
Sevgi sizi yeniden hayata bağlar, nefret ise hayattan zevk alma duygularınızı kör eder. Sevgi şifadır, nefret ise zehir. Hayatınız boyunca sevgiyi kalbinizde taşıyın, nefretin sizi alaşağı etmesine fırsat vermeyin. Bir insana duyduğunuz sevgiyi göstermekten çekinmeyin, unutmayın ki göstermediğiniz o sevgi sizin pişmanlığınız olabilir. Çünkü saklanan sevgi, gün yüzüne çıkmayan bir insanla birebir aynıdır. Bir insana duyduğunuz nefretle aynı orantıdadır. Nefret kendini göstermeden sinsi bir şekilde kalbinizde yer edinir. Sizi içten içe tüketir. Ama sevgi gösterildikçe, paylaşıldıkça nefreti yavaş yavaş yok eder. Nefret, kirli bir ruhtur. Sadece zayıf gördüğü insanların içine girer. Ayrıca, bazen sevgiyi zayıflık olarak adlandıran insanlar var. Hayır, asıl zayıflık nefrete yenik düşmektir. Bir insana duyduğunuz sevgi neden zayıflık olsun ki? Sevgiyi paylaştığınız insanla nefret denen şeyi nakavt ederek hayatınıza mutlu bir şekilde devam edebilirsiniz. Ben sevginin her şeyden daha kuvvetli bir güç olduğuna inandım ve halen de inanmaya devam ediyorum. Sevgi hayatımızın merkezinde yer alır, benim gibi düşünenler için öyle en azından.
Umuyorum ki, hiçbir zaman sevgi nefrete yenik düşmez. Kaybedecek hiçbir şeyi bile olmayan insanı sevgi iyileştirir. Evet sevgiden bahsediyoruz ama, bu sevgiyi yanlış insanlarda kullanmak gibi hataya da düşmeyelim. Sevgi, doğru kişiyle yaşanıldığı zaman güzeldir. Karşılıklı olan sevgi, iki insanı iyileştirir. Sevmeyi ve sevilmeyi bilmeyen insan, bazen kendini kuytu bir kuyuda gibi hissedebilir. Sevgiyi aramak için acele etmeyin, zamanında gelen sevgi zaten sahibini bulacaktır. Amansız bir arayış içinde sevgi bulma yoluna girerseniz, asla gerçek sevgiye ulaşamazsınız. Bulduğunuz sahte sevgilerle sadece kendinizi avutursunuz.
Günümüz ilişkilerinde yaşanan bu sahte sevgilerin ne yazık ki ömürleri kısa oluyor. Küçük yaşlarda gerçek aşkını aramaya başlayan binlerce genç, hüsrana uğruyor. Sizlerden rica ediyorum, sırf popülerlik uğruna yaşadığınız sahte sevgilerle, gerçek sevgilerin üzerine gölge düşürmeyin. Belirli bir olgunluğa ulaşmadan her gördüğünüz kalbe girmeye çalışmayın. Saf, temiz duygular barındıran sevgi, günümüzde artık adını aşk olarak anılmasından rahatsızlık duyduğunu hissediyorum. “Ben onsuz yaşayamam, ölürüm, biterim” gibi saçma davranışlarda bulunmayın. Her şeyden önce Allah’tan hayırlısını isteyin. Çocukluğunuzu, gençliğinizi iki günlük aşklar için harcamaya değmez. Size bir genç olarak tavsiyem bunlardır. Yazımı güzel bir sözle sonlandırmak istiyorum.
“Karanlık karanlığı def edemez, bunu sadece ışık yapabilir. Nefret nefreti def edemez, bunu yalnızca sevgi yapabilir.” -Martin Luther King
Sevgiyle, sağlıcakla kalın.