Verdiğim karar beni dipsiz bir kuyuya sürüklerken artık çabalamaktan yorulmustum.Vücudum çığlık çığlığa bağırıyordu kendine gel artık”çık o dipsiz kuyudan”. Başım dönüyor, nefesim kesiliyordu sonrası karanlık. Doğrusu bu dipsiz kuyudan çıkamıyorum çünkü vazgeçemiyordum ondan, beni buraya atandan.
Sıkılmıştım artık her defasında kendimi açıklamak zorunda kalmaktan acaba kırdım mı diye düşünmekten ama seviyorum onu onun beni sevmesini seviyorum. Hem umursamıyorum bir o kadarda umursuyorum ama hiç vazgeçemiyorum. Akşamın o derin sessizliğinde aklıma düşüyor bir sigara yakıyorum sanki onu içime hapsedermis gibi iyice çekiyorum içime. Sonra gecenin bir vakti aklıma geliyor, bana o güzel sesiyle masal anlatmasını istiyorum. Her yerde onu arıyorum, her kelimemde ondan bir iz taşıyorum benimle ilgilensin istiyorum.
Yine kalbim ve aklım çelişiyor. Aklım anlaşamıyorsuz sevgi her şeye yetmez derken kalbim onu özlüyordu onu istiyordu ilgisini, sesini.
Kalbimide aklımıda dinleyemiyordum. Hangisi bendim? Ben ne istiyorum? Onu istiyorum evet ama böyle değil. Olmuyor işte yine kaldım ortada. Hem istiyorum hem istemiyorum.
Ağlayamıyorum çünkü ben istedim böyle olmasını, ben istedim ayrılmayı ama ne yapayım olmuyor ki yapamıyoruz biz, bazen sevgi her şeyin üstesinden gelemiyor, birbirinden farklı iki karakter olmuyor işte.