#denedim serisi ile adı üstünde deneyeceğiz gari, okuyuverin bari…
İklim´in Dora´n
Bana ihtiyaç duyulmasına ihtiyacım var!..
Tonlarca ödün verip hem kendimi hem karşıdakini farkında olmadan sıkıntıya sokup, karakterimi terk edilmememi ya da önemsenmemi sağlamak üzerine oluşturmuş bir yaşam formuyum.
Birçok adım var;
Cefakâr, vefakâr, çilekeş, saçı süpürge, hamarat, ağzı var dili yok, toplayıcı, birleştirici, iyi ki var, o olmasa n’apardım, hem iç hem dış işlerin bakanı, her işe yetişen, dokuz canlı, vs. vs…
Sevilme ihtiyacımdan ötürü, kendime ihtiyaç duyulmasını sağlayarak var olmaya çalışan bir yaşam formuyum.
Başrolde olduğumu düşündüğüm için, öldürülemeyeceğimi sanan bir karakterim.
Başrolde olduğum için sevildiğimi, önemsendiğimi ve asla terk edilemeyeceğimi düşünen bir karakter.
Şimdi başrolde olduğum için, zaman geçtiğinde ve artık daha önce yaptığım şeyleri yapamaz olduğumda, asla yardımcı ya da konuk oyuncu rollerine terfi ettirilemeyeceğimi düşünen bir karakter.
Düşünürken, düşünemeyen biriyim.
Pekii… Neden böyleyim?
Belki de sana göre eksiklik olan yönlerimi ‘şakacıktan’ yüzüme vurduğun için?..
Belki de yeter ki sen ‘doy’ diye, kendimi aç bıraktığım için?..
Belki de yeter ki sen mutlu ol diye, kendi mutluluğumu hiçe saydığım için?..
Belki de sen ‘var ol’ diye, kendimi yok ettiğim için?..
Ha, ne dersin?!.
Aslında…
Sen sus, ben söylerim!
Çünkü kendimi en iyi ben bilirim!
Kendimde bulduğum suç, kusur, hata, eksiklik; senin bende beğenmediğin, istemediğin, sevmediğin, kabul etmediğin şeyler, değil mi?
Senin ya da bir başkasının gözündeki fiziksel veya ruhsal görünüşüm, benim ‘kim’ olduğumu belirlemez.
Sadece ben ‘kim’ ve ‘ne’ olduğuma karar verebilirim!
Artık kendimi tanıyorum, kusurlarımla seviyor ve hatalarımı affediyorum!
‘İyi’ bir insan olmak için sadece kendimle yarışıyorum.
Kazanamadıklarım için kendimle barışıyorum.
Çünkü kendimi seversem, hayatımı da sevmeye başlarım ve bazı insanlar artık daha az ‘görünür’ olurlar?!.
Kendimle anlaşırsam, herkesle ve her şeyle anlaşırım.
Kendime iyiliği de kötülüğü de eden benim! Ta kendim!
Ama artık ‘tak’ dedim!
Canım burnumda, ömrüm avuçlarımda, göz göre gönül katlana eriyip zaman tünelinin içine akıp giderken, birden kendime geldim.
Oturttum karşıma kendimi, söyledim bir bir derdimi.
“Beni ancak sen anlarsın, öyle değil mi?”
Beni, benden başkası iyileştiremez.
O zaman sığınıp Yaradan’a, yenik düşmemek için hızla akıp giden zamana, kalkmak lazım güzelce silkinip ayağa…
Kendimi seviyorum.
Öyleyse varım!
Ve
Hep vâr olacağım!