Senin Adın “Hayat”!

metro istasyonunda duran erkek

 

Hayat dışarıda… Doğada, börtü böcekte. Hayat evde… Yemek sofrasında, sohbet masasında. Hayat dünyada… Acı ve gerçek olanda.

Hayat sanal değil, sahte değil. Tüm gerçekliğiyle karşında. Sadece bakman ve görmen gerekiyor aslında.

Kazanamadığın bir sınavda, lapa olan bir pilavda,Yıkılan bir binada, belki de hasta yatağında…

Alamadığın bir terfide, Gerçekleştiremediğin bir hayalde, Kuramadığın bir düşte, Yapamadığın bir iş’te, Hak etmediğin bir kötekte belki de…

Hayat her şeye rağmen ve her yerde.

Aldığın bir hediyede,Kundakta bir bebekte,Aşık bir eşte,Kıvamında bir kahvede,Belki de sevdiğin bir iş’te…

Eş’te, dost’ta, sırdaş’ta, kardeş’te, anne’de, ekmek’te, yemek’te, hoş sohbet’te, hayırlı kısmet’te, meyve dolu sepet’te, fırfırlı bir etek’te…

Çıtırdayan soba’da,Ilık rüzgarlı havada,Köz tutan bir mangal’da,Balık kokan tavada,Tavlada yenilen baba’da,Ailecek dizi izlenen oda’da…

Orda, burda, tam da o an’da… Hayat o an’da, tam da şu anda.

Hayat sanal değil, sahte değil. Tüm gerçekliğiyle karşında.Sadece anlaman gerekiyor aslında.

Hayat sevdiğin, özlediğin, değer verdiğin, hayal ettiğin, elde ettiğin, niyet ettiğin ya da kaybettiğin, elde edemediğin, beklediğin, endişe ettiğin, erişemediğin her yerde!

Şimdi bu sanal dünyadan çık, kendi hayatını bul ve onu yaşa.Onunla yaşa. Doyasıya yaşa…Kaldır kafanı da bak etrafa.Sarıl hala hayattayken annene, babana.Onlarla yaşa. Doyasıya yaşa…Çık doğaya ve at kendini yeşil’in kollarına.Börtü böcekle, çiçekle kuşla, dost ol her bir canlıyla.Onlarla yaşa. Doyasıya yaşa…

Hayat sanal değil, sahte değil. Tüm gerçekliğiyle karşında. Sadece istemen gerekiyor aslında.

Hayat önemsediğin kadar ciddi değil ya da umarsızca tükettiğin kadar sonsuz değil.Onu burada harcama. Sanal olan hiçbir şeyde ya da hiçbir yerde arama. An’ı yaşa, anılarla yaşa ama hatıralara takılı kalma.

Çünkü hatıralar geçmişe, anılar geçen’e dairdir.

Hatıralar ölümlü, anılar ölümsüzdür.

Anılarını hep hatırla, hatıralarını her daim anma.

Fakat güzel hatıralarını da yok sayma.

Yaşayan her an’ı değerlendir. Yaşayan her yakınını hatırla ve sevindir.

Herkesin hatıraları vardır.Bazılarının ‘hatır alanlar’ı.Bunlar ‘hatır soranlar’ın yakın arkadaşıdırlar.Bir de ‘hatır, gönül kıranlar’ vardır, hiçe sayar geçen zamanları.Sen, boşver onları…

Sözlerini klavye ile değil, ruhunla yaz.Hayata bir iz bırak.

Şimdi bu sanal dünyadan çık, aynanın karşısına geç ve kendine bir bak. Göreceksin ki; henüz geç değil ve sen de ‘sanal’ değilsin. E, salak da değilsin?! O halde git ve hayatını yaşa.

Bak ben

Hayatımı yaşıyorum!..

Sanki ben

Hayatı mı yaşıyorum?..

Bilmiyorum…

Dün’e değil, Bugün’e uyan! Çünkü geçmişe uyan, geleceğe uymaz…

Hadi git, bak keyfine.

Buraları da merak etme, e illaki birileri kalmalı geride.

 

İklim´in Dora´n

İklim Dora
Yazıyorum, Paylaşıyorum. Hayatın Sevmek, Inanmak Ve Paylaşmak Olduğunu Düşünüyorum. Az Öz Dostum, Ruh Ikizim Ve Kitaplarım Olduğu Sürece Benden Mutlusu Yok. Dünyalıyım. İçi Dışı, Özü Sözü Bir Olmak; Istediğim. Hadi O Zaman, Okuyalım Güzelleşelim. ツ
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Ters Takla da Atalım mı?
Sonraki
Dindar ve Kindar Nesiller Yetiştirerek, Ne Hedeflenir?
çarşaflı kadınlar ve çocuk

Dindar ve Kindar Nesiller Yetiştirerek, Ne Hedeflenir?

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.