#ÇokYalnızımLan (ÇYL) serisi ile adı üstünde saçmalayacağız… okuyuverin gari ツ
“Her günün ayrı bir güzelliği vardır” denir. Vardır elbet. Niçin olmasın ki?
Zati adı üstünde ilk gün; ‘Pazar ertesi’…
Lakin
Her şeyi ertesi güne bırakmak iyi değildir. O yüzden sevilmeyebilir?! Ve lakin bazen de iyidir… Bazı şeyleri de ertelemek, ‘ertesi’ yapmak iyi olabilir. Çünkü insan bazen sıkılabilir. Gerçi sıkı can iyidir, hemen çıkmayabilir. Ve fakat bazen de iyi olmayabilir… Bilmiyorum yani… Olabilir de olmayabilir de…
Mevzu bahis ertesi Cuma ise; hoş olabilir. Ve yahut o ertesi Pazar ise; nahoş olabilir. O yüzden Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma can’dır… Bi’ de, Leyla bir Özgecan’dır!!! İnsanı zaman zaman duygulandırır! Ve Zeki Müren de can’dır. Ve evet, bi’gün o da bizi görecektir!… Görmek, bakmakla alakalıdır.Ama lakalı alakasız her şeye bakmamalıdır. Aradığın bir şey varsa, öküzün trene baktığı gibi bakıp aramamalıdır. Görerek, ne aradığını ve kendini bilerek yapmalıdır.
Çünkü;
Ne aradığını bilmezsen, bulup bulamadığını da bilemezsin, bunu anlamalıdır. Hayat kısadır, o yüzden canın ne istiyosa yapmalıdır. Belki de yapmamalıdır. Yapılabilir de yapılamayabilir de…
Ama
Sen yine de; Söylediğimi yap, yaptığımı yapma!
Yapacaksan da ipin ucunu kaçırma. İvit…
İpin ucunu bıraktıysan, zaten ipin ucu kaçmış demektir.
Parmakların acımış ki, ipin ucunu bırakmışsın.
Olsun…
Lakin ipin ucu kaçtıysa, kuyuya inemezsin. Zaten tek başına kuyuya inmemelisin. Diyelim ki indin?! O halde büyük bir sorunun var dostum!
Kıssadan hisse: Kendi ipinle de olsa kuyuya inilmez!
Ya da
En iyisi sen dediklerimi unut! Zaten unutuluyor şey şey zamanla. Gerçi bunların ne alakası var pazartesiyle, salıyla?.. Taş da yumurtanın üstüne düşse, yumurta da taşın üstüne düşse, olan yine yumurtaya oluyor ya sonuçta?!.
Ama
Alakası olsa da olmasa da, hayat güzeldir aslında. Güzeldir herhalde?!. Neden olmasın ki?
Aslında;
Hayat paylayınca güzel… Canınızı sıkanları paylayın, hayatınızı güzelleştirin! ツ
Zaten;
Her hafta başlar Pazartesi ile.Alakasız ama yazdım işte kafiyeli diye!
Yeni bir hafta ile her şey normale döner, merak etme.
Bu normal de her neyse?
Mesela geçen gün bi’ arkadaşım; “Hiç normal değilsin!” dedi. “Normal ne ki?” dedim. “Ne bileyim, anormal olmayan işte!” dedi. “Anormal ne ki?” dedim. “Normal olmayan işte!” dedi. “Normal olmayan, anormal midir?” dedim. “Gördün mü bak, anormal anormal konuşuyosun!”dedi. “Sen anormal görmemişsin!” dedim, Allah ne verdiyse giriştim. Her şey normale döndü. Oysa günlerden dün’dü?!
Of… Kafam çorba oldu, başım döndü. Çocukluğumuzda da dönme dolap’a bayılırdık binmeye. Büyüdük, dönen dolaplardan sıkıldık, can atıyoruz müsait bi’ yerde inmeye.
Ama kendi düşen ağlamaz…
Fakat
Gülerken ağlıyorsan, durum vahim demektir. Ağlarken gülebiliyorsan, her şey geçti demektir. Doyasıya gül, doyasıya ağla… İkisi de gerekli, ikisi de terapi aslında.
Çok Yalnızım Lan (ÇYL Hikayeleri)
İklim´in Dora´n