Sen bu dünyadan gideli uzun zaman oldu canım adamım.
Sensiz geçen sürede, yaşamamın amacının ne olduğunu çok sorguladım.
Madem artık yoktun, madem yapmak ve yaşamak istediğimiz her şey yarım kalmıştı. O zaman sensizlikte ben ne yapacak ve ne için yaşayacaktım?
Birlikte geçirebildiğimiz o birkaç senede bile bana yaşamın ne kadar güzel olduğunu gösterdikten sonra neden şimdi o güzel dünyayı sensiz yaşamam gerekiyordu? Neden birlikte görememiştik hayal ettiğimiz güzel günleri?
Zaten çok ileri yaşta evlenmiştik. Artık sakinleşmek, kafa dinlemek, huzurlu günlere ulaşmak gerekmiyor muydu?
En büyük hayalin yeniden karavan almaktı. O kocaman, sevimsiz hastalığımızın arasında büyük bir minibüs satın aldık. Yaptırmak istedi ama yapan kişi katletti aracımızı. Oysa sen hep mücadele ettin, uğraştın. Gülüyordun. Köpeğimizle ve sokaktan sahiplendiğimiz iki kedimizle yine yollara düşecektik. Bale sanatıyla uğraşırken gittiğin yerlere, turnelerde gördüğün güzel diyarlara bizleri de götürecektin.
Hani birlikte yolculuğa çıkacaktık. Gezerken bir kazada ölürüz, diye düşünüyorduk. Birlikte yan yana girecektik toprağa. Öyle demiştin. “Birbirimize sarılıp yatarız” diyordun. Ben de “ya birimiz daha önce giderse?” demiştim. “O zaman önce gidenin yanına gelir, diğeri” dedin. Senin gittiğin yerlere ben gelemedim. Son yolculuğun bensiz oldu.
Her canlı gibi sen de tek başına gittin bu dünyadan. Kimse ölenle ölmüyor. Gideli üç seneyi geçiyor ama ben daha buradayım. “Özledim” diye resimlerini paylaşıyorum. “Ölenle ölünmez. Moralli ol. Sen de o hastalığı yaşadın” diyorlar. Anlatamıyorum. Onlar da bilmiyorlar zaten ruhu, frekansları, ölüm sonrasını.
“İnan” denilene inanmış, masalların izinden giden insanlar onlar.
Ben ölenin beden olduğunu ve üç senedir beni yalnız bırakmadığını anlıyorum. Yokmuşsun gibi geçmiyor günler. Ne yaparsam yapayım hep benimleymişsin ve onca zaman sensiz geçmemiş gibi geliyor. Oysa tarih olarak bakınca uzun görünüyor bu süre.
Anlatamıyorum o insanlara! Biz sadece bu beş duyu organımızla göremiyoruz kaybettiğimiz sevdiklerimizi. Biz de ruh olunca göreceğiz. Bedenin içindeyken anlayamadığımız ve göremediğimiz çok şey var. Ruh halimize geri döndüğümüzde öğreneceğiz ama gitmeden önce de bilmek gerekenler var. Onları da yazdım son kitaplarımda. Ama kimse o kitapları internette bulamıyor. Sadece fuarlarda ve whats app satış hattında. Nasıl anlatacağım ben insanlara “sen öldün diye ben de ölmek istiyorum” diye düşünmediğimi. Ölenin ardından ölmeyi dilemiyorum elbette ama sensiz bu dünyaya katlanmak çok zor ve anlamsız. Gerçekleri öğrendikten sonra burada kalmak daha katlanılmaz geliyor.
Hem zaten sen ölmedin ki, bedenindi ölen. Ruhun yaşıyor. Ama gel de bunu inanmamakta ısrar edenlere anlat!
Devam edecek…..