Es kaza da olsa şu linke tıklayıp bu yazıyı okumaya başlayan herkese selamlar.
Arkadaşlar, benim bir derdim var. Bugüne kadar kime gittiysem bir türlü derdimi anlatamadım. Herkese ya saçma geldi ya da muhalefet etmek için kasten saçmaladığımı düşündü. İnternet dediğimiz mecra da zaten koca bir çöplük; nereye yazsam aynı muameleyi göreceğimin de farkındayım. O yüzden bir süredir aklımda bir blog açıp düşündüklerimi oraya dökme fikri vardı. Ama bu da uzun bir süre fikir olarak kaldı çünkü site kurmaktan falan anlamam. Sonra şans eseri buradaki bir yazıya denk gelince biraz bakındım, bu Kürsü olayı hoşuma gitti. Ben de bir şeyler karalamaya yer arıyorum zaten. Bir şeylere niyetlendik ama hadi bakalım, talep olursa yazmaya devam edebilirim.
Önerilen İçerik: Bir Solcunun Gözünden Türbanlı Öğrencilerin Üniversite Mağduriyeti Hakkında
Başlıktan da anlaşılacağı üzere muhafazakar hayat tarzının olumlu yönleri üzerine bir şeyler anlatmak istiyorum. “Ee bunun nesini kim niye saçma buldu?” diyenler olduysa, kilit bilgiyi baştan vereyim: Ateistim. Kendimi bildim bileli de tanrı fikri bana hiç mantıklı gelmedi, hep saçma buldum. Gel gelelim ki özellikle lise çağlarında, “kendimden olanlarla takılayım” şeklindeki sürü psikolojisinden midir nedir, böyle dinsiz imansız bir çevrem oluştu. Ama zaman içinde bu çevreden olan arkadaşlarımda bir “muhafazakar düşmanlığı” sezdim. Nedense dindar insanlara hakaret etmek, onları aşağılamak çok eğlenceli geliyordu. Bunun mantığını hiçbir zaman anlayamadım.
Sonra üniversiteye geçtim, çevrem değişti, her kesimden insanla tanışabileceğim bir ortamın içinde buldum kendimi. Muhafazakar ailelerden gelen arkadaşlarım oldu. Onlarla takıla takıla şöyle bir şey fark ettim: 20’li yaşlarındaki insanlar içinde aileden düzgün bir terbiye almış muhafazakar tipler, aynı yaş grubu içindeki dinle imanla işi olmayan tiplere göre genelde daha olgun insanlar oluyor. Sonradan anladım ki, bunun sebebi küçük yaştan itibaren aşılanan Allah inancı ve kendinden büyük bir otoriteyi tanıma alışkanlığıymış.
Seküler dediğimiz insanlara baktım, herkes o ara trend neyse onu takip etmenin derdinde. Sürekli bir ön plana çıkma, popüler olma yarışı… Bitmek bilmez bir döngünün içinde herkes. Ama muhafazakar arkadaşlarım hiç öyle değildi. Sürekli dinini iyi temsil etme, güzel ahlaka sahip olma gibi dertleri vardı ve bu doğrultuda yaşıyorlardı. “Ee, n’oldu, onları görünce imana mı geldin?” diye sormadan söyleyeyim: Hayır, hâlâ ateistim. Peki neden hiçbir şey değişmedi?
Üniversite bitti, herkes işe güce atıldı. Evlenenler, çoluk çocuğa karışanlar derken çarklar yine değişti. O takdirle baktığım muhafazakar arkadaşlarım gitti, yerlerine milletin içtiği içkiye bakıp “çoluğumuza çocuğumuza kötü örnek oluyorlar” diye karşı tarafa düşmanlık eden insanlar geldi.
Gençliğinde hayatı günübirlik yaşayan o seküler arkadaşlarıma da, çocuk sahibi olduktan sonra bir olgunluk çöktü. Hayatı daha ciddiye almaya başladılar. İstediler ki çocukları kendileri gibi bir gençlik yaşamasın; onlar o bardan bu bara gezerken işine gücüne bakan, sorumluluklarına odaklanan muhafazakar arkadaşlarım gibi oturup derslerine çalışsınlar. Peki bu sekülerlerle muhafazakarlar barışabildi mi? Tabii ki hayır.
Önerilen İçerik: Herkese Aylık 1000 Dolar Dağıtmak İsteyen Asyalı Adam: Andrew Yang
Seküler zümre, muhafazakar zümreye baktı. Karşılarında yediğine, içtiğine, giydiğine, yaptığına laf edip duran muhafazakar tipler buldular. Bu sefer bunlar da başladı karşı tarafa saydırmaya. Saydırmakla da kalmayıp iki taraf da çocuğuna bu nefreti aşıladı. Gördüğüm kadarıyla yeni nesil de iyice kutuplaşmış iki taraf şeklinde gümbür gümbür geliyor. Milli birlik beraberlik anlayışı da boş laftan ibaret bir kavrama dönüştü.
Şimdi son olarak, “Hayatı çözmüş gibi herkesi eleştiriyorsun da sen hangi baltaya sap oldun?” diyenler varsa ona da cevap vereyim. Ben 40’ıma merdiven dayadım, gecenin 3’ünde bir başıma bilgisayar ekranında yazdığım şu yazıya bakıyorum ve hâlâ insanlardaki bu düşmanlık aşkının sebebi nedir, anlamış değilim.
Öyle bir şeyler işte.
Allah’ı olanlar Allah’a emanet olsun, kalanlarımıza da bu tanrısız evrende başarılar diliyorum.
Önerilen İçerik: İstanbul Seçimlerinin İptalinin Asıl Sebebi: FPTP Seçim Sistemi
İlginizi Çekebilecek Faydalı Bağlantılar: