Nasıl bir giriş yapsam diye kara kara düşündüm. Önce “kadın” kelimesinin anlamına bakmak istedim, baktım da! “Kadın” kelimesinin geçtiği yazılara, sözlere ve şiirlere baktım. Hakkında o kadar çok şey yazılmış ki… Biz kadını bir yere koyamamışız, koyamamışsınız. Kadının memleketi yok hiçbir coğrafyada. Kadının kendisini “ben” hissedeceği hiçbir yer kalmamış a dostlar. Kadın oradan oraya savrulmuş. Kendine bazı mutluluklar edinmiş, almışsınız. Sevmeyi denemiş, yanıltmışsınız. Güvenmeyi denemiş, aldatmışsınız. Öfkelenmiş, siz alttan almışsınız. Anlamayı hiç ama hiç denememişsiniz. SEVMEYİ DE ÖYLE!
2019 yıllında sayamayacağımız kadar kadın öl(dürül)dü. Sayamıyoruz evet, insan bir ölümü nasıl sayı ile ifade edebilir ki… Kadını öldürecek o kadar çok bahane ürettiniz ki; namus için boşanmak istediği için sevmediği için sakız çiğnediği için açık ve kapalı fark etmez sözde giyimi için okuduğu için kaçtığı için sorguladığı için of dediği için gitmek istediği için başkasını sevdiği için yemeği tuzsuz yaptığı için erkek evlat doğurmadığı için çok konuştuğu için çalışmak istediği için gezdiği için erkek arkadaşı olduğu için kahkaha attığı için itaatkar olmadığı için… Ne çok “için”de kadın her şeyin.
İsimsiz kadınlar ve isimsiz mezar taşları ile dolu her taşın ve toprağın altı. Seneler sonra biri yokluğunun farkına varacak da gidip programlarda adalet arayacak. On sene sonra yirmi sene sonra bulunmayı bekleyen kadınlar var, neyi umup neyi bulacağımız çok belli değil mi? Senaryo aynı, hiç değişmiyor. İsimler değişiyor, ama kadın hep aynı kadın. Şansımız varsa bazılarımızın mezar taşı oluyor, çok acımasızca başka bir şansın daha olmaması. Canice, vahşice katledilerek öldürüldü sayısını bile bilmediğimiz kadınlar. Ölümün bile böyle acımasız ve vahşet dolu bir sona ağladığına eminim. Taş olsa çatlar, insan olanın yüreği nasıl sızlamaz! Şarkısı bile olmayan kadınlar tanıyorum. Ne şarkı söylemeyi biliyorlar ne de gönlünce avaz avaz şarkı söyleyebiliyorlar. Çaldığınız hayatlar ve çok gördüğünüz o vedalar yakanızı iki cihanda da bırakmasın. Yaşamından çaldığınız bütün kadınların gülümsemeleri, içinizdeki vicdan celladı ile bırakmasın peşinizi…
Şarkısı olmayan kadınlar, inceliği ve ne kadar inceldiğimizi görüyorsunuz ya!