Bugün bir tane efsane anlatalım dedim ve böyle bir efsane buldum hadi anlatıma geçelim…
Eski zamanlarda Güre köyünde yaşayan çok güzel, çok iyi kalpli bir genç kız varmış. Herkese yardım etmeyi severmiş. Sarıkız’ı köyün bütün gençleri sever ve evlenmek isterlermiş. Kızın babasıda üzerine titrediği kızını, gençlerin hiç birine vermek istemiyormuş. Bunun üzerine kızcağızın hakkında durmadan dedikodular çıkarılmış, iftiralar edilmiş. Öylesine ileri gidilmiş ki bu konuda, kızın kötü yola düştüğünü ve öldürülmesi gerektiğini söyleyenler bile çıkmış. Hiç kimse onunla bir arada bulunmak istemiyormuş. Kızın babası bu olan bitene çok üzülüyormuş ama ne yapsın? Çevrenin baskılarına daha fazla dayanamayarak kızını almış, yanına da bir kaz katarak odun kesme, kaz gütme bahanesiyle dağa götürmüş. Kızcağız orada oyalanırken babası onu dağda yalnız başına bırakarak gizlice kaçmış.
O dağın tepesinde hiç kimse bir geceden fazla yaşayamazmış. Ama Sarıkız’a birşeycikler olmamış. Ovada yaşayanlar dağın tepesinde her gece bir ışığın yandığını görüyorlar ve pek şaşıyorlarmış buna. Masum kız dağın doruğunda insanlardan uzak, kazlarıyla birlikte yaşamını sürdürüp gidiyormuş öylece. Bu arada çeşitli kerametler göstermekten de geri kalmıyormuş. Bulunduğu yere nur yağar, kışın yollarını kaybedenlere yol gösterirmiş.
Aradan zaman geçmiş, babası kızını görmek için dağa tırmanmış. Onu dağın doruğunda tek başına bırakıp gittiği için vicdan azabı içinde yanıp tutuşmaktaymış adamcağız. Dağa tırmanırken ormanda yolunu kaybetmiş. O sırada karşısına bir ışık çıkmış, adam da ışığı izleye izleye dağın doruğuna kadar varmış. Işık orada bir silkinip Sarıkız oluvermiş. Adam buna çok şaşırmış, ama kızının da bir ermiş olduğunu anlamış. Oturup biraz sohbet ettikten sonra adam kızından abdest almak için su istemiş. Sarıkız eline bir tas almış, kolunu dağın doruğundan uzattığı gibi Edremit Körfezi’nden suyla dolduruvermiş.
Kimi anlatımlarda kızın sırrı açığa çıktığı için oracıkta öldüğü bildirilir. Kimilerine göre ise babası Sarıkız’ı dağdan indirmeye ikna etmek için çalışır, ama başarılı olamaz. Bir süre sonra ikisi de ölür. Sarıkız’ın yattığı tepeye Sarıkız Tepesi, babasının gömülü olduğu yere de Babatepe adı verilir. Kazlardan dolayı dağa da Kaz Dağı denir.