Bu bir eleştirel yazıdır, aynı görüşte olmayabilirsiniz. Farklı düşüncede olanlar varsa yorumlarda kendi düşüncesini belirtebilir. İyi okumalar 🙂
Bütün yazılarıma ulaşmak için kendi siteme gidebilirsiniz: Tibbax (Kendi Sitem)
Sahte insanlar. Bana göre ise “Kimliksizler.”. Peki ben neden bunlara bu lakabı taktım hadi gelin beraber bir gözden geçirelim.
Bu kişilikler(kişilikler diyeceğim çünkü asıl eleştireceğim konu olan sosyal medyada ki hayatıyla asıl hayatı olan konudan çıkmış ve gerçek hayatını da yalanla yaşayan kişilikler bunlar.) kesinlikle güvenilmeyecek kişilerdir. Sosyal medya da havalı gözükebilmek için yapmayacakları çirkeflik, kötülük yoktur. Şimdi asıl konuya dönmek istiyorum bu kişiliklere az sonra tekrardan değineceğim. Bildiğimiz üzere hayatımız ilerliyor ve zamanın geçmesiyle birlikte internetin hayatımızda ki yeride artıyor. İnsanlar hayatlarını doya doya yaşamaktansa bu anı kaydetmek ve bunu sosyal medya platformunda paylaşarak beğeni toplama derdinde, oysa ki belki de o yaşadığı anı hayatında bir daha hiç yaşayamayacak, keyfini çıkartmak varken sosyal medyada paylaşmak ne kadar mantıklı olabilir ki? Ailem de bu tarz kişilerin olduğunu belirterek söylemek isterim ki bazı zamanlar masada ki salatayı bile paylaşma gereksinimi duyan insanlar var. Birkaç ay öncesine kadar bende bu insanların arasında yer alıyordum, her ne kadar bu denli yapmasam da gittiğim yerlerin fotoğrafını çekiyor, videosunu kaydediyor ve bunları paylaşıyordum. Hep bir etkileşim alma derdindeydim. Fakat bir gün fark ettim ki sosyal medyada ki ben tamamen sahte bir kişilikten oluşuyor, sosyal medya da her zaman gezen, sosyal bir çocuk olan, hiçbir zaman maddi sıkıntı çekmeyen ve her zaman mutlu olan bir çocuk iken gerçek hayatta ise tam tersi bir yaşam sürüyordum. Bir gün kendime şu soruyu sordum: “Eğer bir kişi beni ben olduğum için sevmeyecekse, sahte kişiliğimi sevecek ise bana ne faydası dokunur ki?” işte kendime bu sorduğum soru tüm hayatımı değiştirecek adım oldu. İlk önce insanların bastırdığı hayallerimi gün yüzüne çıkardım, alaylara kulak asmadım. Onlar sahte dünyalarında sahte eğlenceleriyle uğraşmakla meşgulken ben kendimi geliştirmek ile meşguldüm. Onlar profilini geliştirmek için yatırım yaparken ben hayatımı geliştirmek için yatırım yapmaya çalışıyordum. İşte aramızda ki fark burada belli olmaya başlamıştı: “Onlar eğlenceli bir sahte hayata, ben ise acı dolu gerçek bir hayata yatırım yapıyordum.”
Bu kişileri kendi çevremden uzaklaştırmaya aslında fazla uğraşmadım, fakat düşündüm. Daha kendine yararı olmayan bir kişinin, daha kendini kabullenememiş ve çevresinde ki insanlara göre hareket eden bir kişinin bana nasıl bir yararı olabilirdi ki? Fakat yine de bu kişileri hayatımda tutmanın bir şey değiştirmeyeceğini düşündüm. Yanılmışım.
Bu kişiler zararı sadece kendine değil çevresinde ki insanlara da veriyor. Tıpkı bir bukalemun gibi kendisini değiştirdiği için o kişi hakkında ne yapacağını şaşırıyorsun, fakat eninde sonun da acı sona kendisini hazırlaması gerekiyor, tüm hayatı boyunca insanlara kendisini farklı olarak tanıtıyor ve belki de kendisine kendisi olduğu için değer veren insanları bulamıyor.Eninde sonunda ise kendi benliğinde kayboluyor, kendisinin kim olduğunu unutarak, başka birisi gibi davranarak yok oluyor. Eğer benim gibi hayatınızda bu tarz insanlar varsa hayatınızdan acilen çıkartmalısınız. Bu kişiler size yarardan çok zarar verecektir. Belki yarattığınız sahte tavırlar ile, sahte kişilikler ile seviliyorsunuz, saygı duyulan bir kişilik elde ediyorsunuz. Peki bu saygı ve sevgi sana mı yoksa oluşturduğun sahte kişiliğine mi? İnsanlara mükemmel bir hayat sürdüğünü göstermene gerek yok, sırf çevren bir şeyi beğeniyor diye o şeyi yapmayana gerek yok, çünkü bu sensin ve bu senin hayatın kimsenin sana karışmaya hakkı yok. Hepimiz kötü zamanlar geçiyoruz, hiçbirimiz mükemmel değiliz. Eğer bunu okuyan sen bu tarz biriysen umarım o sahte hayatından kurtulursun.
“İnsanlar sizi yönetmesin, bu sizin hayatınız.”