“Niyet ettim farkındalık için empati kurmaya.”
Niyetim günlük hayatta kendi gör(e)mediklerimi, bil(e)mediklerimi paylaşmak burada. Yani minik farkındalıklarımı. Kendileri minik ama etkileri ayırt edebildiğimden büyük kimisinin. Birbirinden bağımsız olduğu kadar birbiriyle bağlantılı. Bir yandan kafa karıştırıcı, fakat bir yandan da kafa açıcı.
Günlük hayatta kendimde, çevremde, toplumda ya da başka canlılarda gördüğüm minik farkındalıkları yazacağım. Bazen özel, bazen genel farkındalıkları. Bildiğimi sandığım çoğunlukla bil(e)mediğim konuları. Ve çoğunlukla farkındalıkla yaşadığımı sandığım anlarda dahi fark edemediklerimi yazacağım belki.
Genellikle öyle oluyor çünkü. “İşte şu an ‘an’dayım.” dediğim anda ‘an’dan çıkıveriyorum. Egoyla farkındalığın mücadelesi devreye giriyor. Kurduğum cümlelere dikkat ederken, zihnimden geçen düşünceleri unutuveriyorum. “Cinsiyetçi küfür etmeyeceğim.” dediğim zamanlarda cinsiyetçi olduğunu daha önce fark etmediğim bir tabir kullanırken buluyorum kendimi mesela. Vesaire vesaire…
Yani böyle işte… Merak ettiklerim, farkındalıklarım, öz-eleştirilerim, eleştirilerim, cevap arayan sorularım yer alacak bu blogda genellikle.
Kim bilir belki benim minik farkındalıklarım, bizim büyük farkındalıklarımız olur günün birinde.
Başlangıç mottosu:
“Bildiğim bir şey var, o da hiçbir şey bilmediğimdir.” – Socrates
Hadi biraz s’empati’leyelim.