Geçtiğimiz günlerde gazeteci Faruk Bildirici’nin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliği düşürülmüştü. Gerekçe olarak CHP kontenjanından RTÜK üyesi olan Bildirici’nin tarafsızlığı zedelemesi gösterilmişti. Bildirici, son 3,5 ayda RTÜK’ün aldığı kararlara karşı genellikle muhalif bir tutum sergilemişti. En son, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in TÜRKSAT ve Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulları üyesi olduğunu, bu durumun (3 yerde görev yapması) RTÜK Yasası’na aykırı olduğunu belirtmişti. Bildirici, söylediği bu üyelikler nedeniyle Şahin’in “RTÜK’teki görevlerinden çekilmiş sayılması” için TBMM ve RTÜK Başkanlığı’na dilekçe vermiş ve Şahin’in istifasını istemişti. Bu eylemi sonrası da “tarafsızlığı zedelediği” gerekçesiyle üyelikten çıkarılmıştı. Böylece RTÜK’te AKP’den 4, MHP’den 2, CHP’den 1, HDP’den 1 üye kalmış oldu. Yani ne izleyeceğimizi nasıl izleyeceğimizi belirleyen RTÜK’te üye dağılımı “gerçekten” daha tarafsız olmuştu (!)
Bu olayın üzerinden fazla zaman geçmeden RTÜK İzleme ve Değerlendirme Daire Başkan Yardımcısı Murat Ellialtı, ilginç bir açıklamada bulundu. Reklamverenler ve Reklamcılar Derneği’yle görüşerek içeriklerde bazı düzenlemelere gidileceğini belirten Ellialtı, “O reklamlar çekilmeden biz kendileriyle görüşüyoruz, toplantı yapacağız. Bu reklamlar içerisindeki sıkıntılı hususlar ve özellikle dondurma reklamlarında genel ahlak sınırını aşan sorunlar olabiliyor” dedi.
Son zamanlarda arkadaşlarımla sohbet ederken günümüzdeki dizilerin tadının 80’ler 90’lar yapımlarının samimiyetine ve lezzetine sahip olmadığını konuşmuştuk. Bunun nedenini tartışırken dizilerde anlatılmak istenen duygu akışının, olayın, sorunun sansürden dolayı açık, net ve dürüstçe seyirciye aktarılamadığından söz ettik. Eski diziler günümüzün dizilerinden daha moderndi. Tabii ki erotizme kaçmamalı hiçbir içerik ancak onun ayarı bulunduğunda dizinin lezzeti yerine geliyor. Toplumsal sorunlar da kadın-erkek ilişkilerindeki sorunlar da, insan-yaşam arasındaki ilişki de dizide çok doğru bir şekilde anlatılıyor. İzleyici de hak ettiğini yani salak yerine konmadan yeme de yanında yatlık bir diziyi izlemiş oluyor. RTÜK çoktandır sorgulanması gereken bir kurum oldu. Gerçekten el atması gereken konulara el atmayıp haktan hukuktan yana insanın üyeliğini düşürüp dondurma reklamlarına bile salça olur hale geldi. İzleyici salak değil, dizilerde kadınlara erotik işkenceler yapan, kadın-erkek ilişkilerindeki ve yaşamdaki ahlaksızlığı meşrulaştıran, tarihi yanlış aktaran dizileri izlemek zorunda değil. Eğer gerçekten ahlak dışı bir şeylere bakıyorsanız bunlara dikkat etmelisiniz.