İt yani Pennywise’ı duymuşsunuzdur.Filmi kısaca özetlersek;Amerika’nın Maine eyaletinin küçük bir kasabasında yaşayan çocukların korkuları ile beslenen ve korktukları şeyleri kullanarak onları öldürmek isteyen Pennywise isminde bir palyaçonun, kasabanın çocuklarına yaşattığı gerilim ve korku dolu anları anlatıyor…Peki bu Pennywise kim,gerçek bir palyaço mu,efsanesi gerçek mi???
İlk öncelikle Pennywise bir insan değil.Palyaço gibi görünen,insanların en büyük korkularının kılığına giren bir uzaylıdır.İngilizcede It cansız varlıklarda kullanılır.Ama Pennywise cansız olmadığından ona Uzaylı diyebiliriz.Peki neden hep çocuklar?Neden yetişkinler değil?Bu konuya açıklık getirirsek çocukların korkuları,insanlara göre fazla olduğundan dolayı çocukların korkularından beslenir.Şunu da eklersek Pennywise’a uzayda ve gezegenlerde dolaşan kozmik bir canlı diyebiliriz.
Şimdi size gerçek yaşanmış Katil Palyaço hikayesini anlatacağım…
Bahsedeceğimiz gerçek hikayenin baş kahramanı John Wane adında bir adamdır. Yaşanan olayların öncesinde ve hikayenin en başında John, iyi kalpli, herkesin sevdiği ve örnek bir vatandaş olarak gösterdiği birisidir. Gençliğinde sadece hastanelerde çocukları eğlendirmek için gönüllü palyaçoluk yapan John, daha sonra bunu kendine bir görev edinmiştir.
Alkolik olan babasından sürekli şiddet ve baskı görüyordu. Hatta bu baskı nedeniyle bir aile dostları tarafından defalarca tacize maruz kalmasını babası onu suçlar diye açıklayamamıştı…
11 yaşında başına bir salıncak çarpması sonucunda ağır yaralan John’ın 16 yaşına gelinceye kadar dönem dönem hafıza kayıpları yaşadığı da bilinmektedir.
Sağlık sorunları nedeniyle 14-18 yaşları arasında toplam 1 yıl hastanede yatmıştı. Bu nedenle 4 kez okul değiştirdi ve sonuç olarak liseden mezun olamadı ve Chicago’yu terk etti.Hafıza kayıpları dışında herhangi bir saldırganlığı gözlenmemişti.
Normal bir hayat kurma umuduyla Chicago’ya dönüp ticaret eğitimi aldı ve evlendi. Kayınpederinin işlettiği KFC’de müdür olarak çalışmaya başladı. İyi para kazanıyordu ve iki çocuğu olmuştu.
Bu şekilde bakıldığında Johne gayet iyi kalpli ve örnek denebilecek özelliklere sahip birisi olarak görünse de 1968 yılında iş yerinde erkek bir çalışanına uyguladığı tacizle işlerin rengi yavaş yavaş değişmeye başlamıştır.
İşlediği bu suç nedeniyle 10 yıl hapis cezası alması istense de 18 ayın sonuna serbest bırakılan John yaşanan olay nedeniyle karısı tarafından terk edilmiştir. Bunun üzerine doğduğu yere dönmeye karar veren John Chicago’ya giderek hayatını burada sürdürmeye başlar.
Burada yeniden evlenen John daha sonraları eskiden de yaptığı iş olan palyaçoluğa geri döner. Kısa sürede tüm ailelerin ve çocukların sevdiği birisi haline gelir.
Suç geçmişini saklayarak toplumda tekrar sevilen bir hayırsever durumuna gelmişti. Ancak ikinci evliliği de dengesiz halleri ve eşcinsel dergilerine olan takıntısı nedeniyle kısa sürdü.
Yani baktığımızda IT filmindeki Pennywise da insanların aklına girip onları kontrol ediyordu.John ise sakin insanları eğlendiren kendi halinde bir adamdı fakat sanki biri aklını bulandırmış gibiydi.Yani bir insan durup dururken kötü bir şey yapamaz…Konumuza dönersek,
John eski hayatına geri dönmüş gibi görünse de işler çok daha farklıdır. John’ın yeniden palyaçoluk işine dönmesinin altında sanılanın aksine çok daha karanlık nedenler yatmaktadır.
Etrafında bulunan ve güvenlerini kazandığı erkek çocukları önce evine davet eden John, savunmasız kurbanlarını öldürmeye başlar. Bölgedeki kayıp çocuk vakalarının hızlı artışı polisin dikkatini çeker ve John şüpheli hale gelmeye başlar.
Git gide artan şüpheyle polis en sonunda John’un evine bir operasyon düzenleyerek arama yapar. Başlangıçta yapılan aramalarda hiçbir kanıt bulunamaz. Evin bodrum katından gelen pis koku dikkatleri oraya çekse de kokunun kaynağının patlamış bir kanalizasyon borusu olduğu düşünülür. Yine de olası ihtimallere karşı bodrumdan alınan örnekler incelenmiştir.
İncelemenin sonuçları polisin şüphelerini haklı çıkaracak bulgulara sahiptir. Alınan örneklerde insan kalıntılarına rastlanması John’un suçlu olduğunu apaçık ortaya sermiştir.
Tüm bu olaylar ışığında polis John’un evine ikici bir operasyon düzenlemiştir. Bu operasyon sonucunda bodrum katının duvarları içine gömülü çocuklar bulunmuştur. İşlediği cinayetleri itiraf eden John diğer çocukların cesetlerini sakladığı yerleri de polise söylemiştir.
6 yılda 33 kişiyi öldürdü.Maalesef sadece 28 gencin cesedine ulaşıldı…
Kurbanların çoğu yanında çalışmış gençler veya seks işçileriydi. Onlara kelepçeden nasıl kurtulacaklarını göstereceğini söyleyip kelepçeliyor, tecavüz edip işkenceyle öldürüyordu…
Mahkemede akıl hastası olduğunu iddia etse de idam kararına engel olamadı. İdamdan önce 14 yıl hapis yattı ve bu sırada kendisi kadar ünlenecek kendi gözünden Palyaço Pogo adlı resmini çizdi.
1994’te öldürücü iğne ile idam edildi. Son yemeği kızarmış tavuk, kızarmış patates, karides, kola ve çilek; son sözleri “Kıçımı öpün!” oldu.
Pekiii neden durup dururken bir insan Genç çocuk öldürür ki?Genç çocukları taciz ederek,işkence çektirerek,kelepçeleyerek acaba babasından ve akrabalarından gördüğü taciz,işkenceden dolayı intikam almış olabilir mi?
Bu olaydan sonra John adını seri katil olarak yazdırdı…