Çıtır çerez bir film mi arıyorsunuz? Aradığınız film: I Love You, Man.

Kaynak belirtilmedi

Filmi seçerken aklımda olan kriterler şöyleydi; sevgiliyle izlenecek bir film, aşırı büyük bir beklentim yok, keyifli zaman geçirebilelim, arada bir şeyler yediğim yine de filmi kaçırmış hissine kapılmayacağım, gündelik ama biraz da eğlenceli olsun.

 

I love You, Man filmini date için uygun filmlerin olduğu bir blog yazısında gördüm. Başlangıçta homoseksüellik üzerine bir film olduğunu düşündüm ama konusuna göz atınca daha çok benim de yeni tanıştığım Bromance kavramı üzerine olduğunu fark ettim. IMDB puanlamasına göre 7.0 puana sahip romantik ve komedi filmleri kategorisinde yer alan 2009 yapımı bu filmi ben kendime göre kategorize edecek olsaydım büyük ihtimalle iyi hissettiren, kafa yormayan hani böyle televizyonda bir film çıkar çok dikkatinizi çekmez ama göz ucuyla da izleseniz anlarsınız ya filmi az çok tam da o tarz bir film olduğunu söyleyebilirim.   

Benim için işin güzel tarafı pek çok tanıdık oyuncuya da rastlıyoruz bu filmde. Özellikle sitcom izlemeyi sevenlerdenseniz ki ben çok severim, popüler sitcomlardan Friends, Broklyn 99 ve How I Meet Your Mother’dan tanıdık yüzler görmek sizin de ilginizi çekebilir diye düşünüyorum. Filmin başrolü olarak Peter karakteriyle Paul Rudd, Sydney karakteriyleyse Jason Segeol yer alıyor. Bununla birlikte filmin yardımcı oyuncuları arasında Jon Favreau, Andy Samberg ve Joe Lo Truglio da var. 

Film, Peter karakterinin kız arkadaşı Zooey’e evlenme teklif etmesiyle başlıyor. Karakterimiz Peter emlak sektöründe çalışan çoğunlukla kadın arkadaşlara sahip olan partneriyle hem sevgili hem de dost olabilen birisidir. Peter’ın erkek yakın arkadaşına sahip olmaması Peter’ın ailesi ve Zooey’nin kadın arkadaşları tarafından garip kabul ediliyor. Peter ve Zooey’nin ilişkisinde sorun yaratmayan bu durum Zooey’nin arkadaşları tarafından sorun olarak kabul edildiği için Peter kolları sıvıyor ve harıl harıl “kanka” arayışına girişiyor. Annesinden ve erkek kardeşinden kanka arayışında destek isteyen Peter bir dizi kötü deneyimden sonra kız arkadaşına bu durumdan bahsediyor. Ardından tesadüfen hayatına “Sydney” karakteri giriyor. Ne iş yaptığı belli olmayan 30’lu yaşlarda diyebileceğimiz, bekar ve bir köpek sahibi benim şahsi yorumum biraz insanlıktan uzak ama samimi birisi Sydney. 

Filmin hızlı kısımları aslında burada başlıyor diyebiliriz. Bromance olarak tarif edilen kavramın örneği olarak bu filmi örnek gösterirsem sanırım abartmış olmam. Peter’ın daha çok Sydney ve onun arkadaşlarıyla zaman geçirmeye başladığı Sydney’in hayatına entegre oluşunu izliyoruz. Bir takım sorunlarda beraberinde geliyor tabi ki. Filmin buraya kadar olan kısmını biraz aktardım devamını izlemek isterseniz farklı platformlar üzerinden bakabilirsiniz. Şimdiden size iyi seyirler diliyorum.

Gel gelelim benim film hakkındaki yorumlarıma 🙂

Bana kalırsa filmin çok uzun olmaması (1 saat 40 dakika civarında) artı yönleri arasında yer alabilir. Arkadaşlık kavramının insan üzerindeki farklı noktalara değinmesi, hem kadın hem erkek için bakış açılarındaki değişimler benim hoşuma gitti. Ayrıca film içerisinde farklı ilişki dinamiklerine de yer verilmesi bence hoştu fakat film boyunca toksik ilişki olarak gördüğümüz Barry ve Denise karakterlerinin çocuğunun olacak olması bana gereksiz bir ayrıntı gibi geldi. Filmi izlerken bazı karakterlerin yersiz tavırları ve Hollywood klişeleri elbette ki bu filmde de mevcut. Ama beni rahatsız etti mi diye soracak olursanız arada telefona göz atıp bir şeyler atıştırdığım ve havamı değiştiren bir film beklentisi içindeydim ondan dolayı sorun yaşamadım. Sizin beklentinizin nasıl olduğuna göre filmi beğenmenizi etkileyeceği için sadece cute bir film olarak düşünebilirsiniz.

 

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Yazı ya da film hakkındaki görüşlerinizi yorum olarak aşağıda belirtebilirsiniz. İyi günler dileri

 

 


 

Swan
Önceki
Sen hâlâ çocuksun!!!!!
Sonraki
ÖLÜM VE YAŞAM FARKINDALIK

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.