Öncelikle kendimi tanıtmakla başlasam iyi olur. Ben 19 yaşında halkbilimleri okuyan ( okumaya çalışan ( hatta hiç çalışmayan) ) bir gencim. Günlük hobilerim arasında kaldığım dersleri düşünmek, biriken borçlarım hakkında planlar kurmak, yarın sigara mı alsam yoksa arkadaşımla bir kahve içip sigarayı ondan mı otlansam ( win win ) gibi ikilemler sorular ve dert tasa arasında boğuşmak var. Boş zamanlarımda da asla bastıramayacağım kitaplarımı yazıp biraz olsun kafa dağıtmaya çalışıyorum. Son zamanlarda özellikle kafamı kurcalayan bir souya değinmek istediğim için başladı bu yazı . Sorum şu bunların hiç biri olmasaydı ne yapardım ? Ailem bir diploma görmek umuduyla son üçkuruşluk maaşlarını bana harcamasalardı ya da okuduğum bölümü baskıdan kaçmak yerine değilde kendim için, hedeflerim, kariyerim ve gerçekten bir amaç üstüne tercih etmiş olsaydım ne olurdu ? Ülkemizin ekonomisi malum amacım kendi ülkemden gitmeyip sevdiğim bir işi yaparken gerçekten insanlara faydalı olmaya çalışmakken ne yaşadığım ülke ne ailem ne de tekrar bu yaşadığım ülkenin eğitim sistemi ve ekonomisi buna elverişli değil. Peki ne yapabilirim ? Açıkçası bunun bir yanıtı yok. Benim gibi bir çok insan , bir çok öğrenci her gün bu dertlerden yakınıyor biliyorum. Amacım tekrar size bu sorunları hatırlatıp canınızı sıkmak değil dostlar. Amacım bu sorunları nasıl aşacağımı bulmak en azından bulmaya çalışmak.
İlk sorduğum soruya dönecek olursak
Muhtemelen yapıcağım şey kesinlikle yazdığım kitapları bastırmak olurdu. Tutmasa bile okunmasa dahi ne yapar eder bastırırırdım o kitapları. 2. olarak kesinlikle kendimi doğayı ve insanları gözlemlemeye adardım. Zira bir yazarın temelde 5 adet silahı vardır gözleri, kulakları, hayal gücü, bilgi birikimi ve kalemi. Bunların beşini birden gerçekten iyi kullanan ve bu beş özelliğini de gerçekten iyi bir şekilde geliştirmiş olan bir yazarın orataya iyi bir iş çıkartamamasının imkanının olduğunu düşünmüyorum. Konumuza dönücek olursak muhtemelen bunları yapıyor olurdum. Bunları yapmayı istiyorum da ama ne kadar istersem istiyim işin sonu yine ülke gündemi , ekonomi ve benim şahsi fikir ve düşüncemde berbat olan eğitim sistemimize beni tekrar ve tekrar sürüklüyor bu lanet soru ve cevabı.
Tabi ki de aramızda senin benimin lafı olmaz dostalar benim bu sorunlarım sizinde sorunlarınız aynı bu sorunların sizin olduğu kadar benim de sorunlarım olduğu gibi. Bu son yazdığımı ben de çok anlamadım ama aramızda anlayanlar olacaktır illaki.
Şimdi ise gelelim 2. sorumuza
Peki ne yapabilirim ? Şu anlık yapabileceğim pek bir şey yok açıkçası. Şu an yapabileceğim tek şey muhtemelen koltuğun altını, eski çanta ve ceketlerimin cevplerini kontrol ederek sigara almaya çalışmak ( az önce arkadaşlarımı da aradığımdan muhtemelen yarın kahve içemiyorum dostlar) . Ay sonunu ise yine getiremedik . Koltuk, çanta ve ceketlerden de bir kuruş çıkmadığından şimdi gidip bakkala bir sigara yazdırıp 2000 model kolçaklı bilgisayarımdan müzik açıp ( bakkala gitmeden youtube’u açıyım anca yüklenir) biraz keyfime keyif katmak sanırım.
Bu arada onu da tanıtmadan geçmiş olmayayım tanıştırıyım bilgisayarım kolçak. Adının kolaç olmasının sebebini de anlamışsınızdır bence.
Sakın yanlış anlaşılmasın okuyanlar nolur demeyin ki ne amaçsız bir yazı bu böyle. Amacı var tabi ki benimle az çok aynı şartlarda yaşamaya çalışan ( ki dikkatinizi çekerim çalışan diyorum ) bir insansanız zaten eminim bu yazıyı neden yazdığımı anlamışsınızdır . Ama ben yine de anlamayan arkadaşlar için şuraya güzel bi dipnot geçiyim .
Dipnot