Karantina sürecinde aylarca okula veya ise gidemediğimiz için ev ahalisiyle hiç olmadığımız kadar beraber zaman geçirdik. Bu durum kimileri için iyi yönde giderken kimileri için dayanılmaz bir çile boyutuna ulaştı. Normal zamanda da ailesiyle sıkı fıkı bir yaşam içerisinde olanlar için bu süreç normal bir şekilde ilerlerken örneğin yurtta kalıp başka şehirde okuyan ve senede birkaç defa evine gelen bir öğrenci için bu beraberlik fazla gelmeye başladı. Ben de bu durumda olduğum için kendimden biliyorum. Yılda iki defa uzun vadeli tatillerde gelirdim sadece eve. Ama şu günlerde eve geleli yaklaşık altı ay kadar oldu.
Aman yarabbim altı ay ne demek. İlk başlarda üniversite ha açıldı ha açılacak diye beklerken karantina sürelerinin uzamasıyla herkes anladı bu yılın hep beraber geçeceğini. Hal böyle olunca herkes artık evdeki her işle meşgul olmaya ve bir şekilde zaman doldurmaya başladı. En çok da kardeşi olanlar mecburi olarak ona vakit ayırarak geçiriyor bu süreci. Uzaktan eğitimin başlamasıyla kendi derslerinin yanı sıra kardeşlerinin derslerini de takip etmek, ödevlerinde ona bir öğretmencesine yardım etmek boyun borcu haline geldi. Evin annesi ev işleriyle uğraşırken çocuğun tüm uğraşlarına ortak olmak rutin bir alışkanlık halini almaya başlarken abiye ablaya kimse sormadı ağır geliyor mu diye.
Kendi kendime düşünürken diyorum artık bir çocuğum olsa artık her şeyin üstesinden gelebilme kabiliyetine sahibim. Bu sürecin bana büyük bir katkısı da bu oldu her ne kadar yakınsam bile.