PALAVRA

 

  Unutma ki insan; sevebildiği kadar insandır…    Ne kadar seviyoruz,neyi seviyoruz ve ne kadar insanız?

   Mesela ben kendimi çok severim.Hayır hayır kendimle asla barışık olamadım.Gerçekten neyi seviyoruz?Her gün öğlenin üçünde uyanıp tüm sorumluklarımıza sırt dönüp saatlerce ağladığımız hayatı mı?Yapamıyorum diyip hiç yapmaya çalışmadıklarımızı mı? Kazık yiyip durduğumuz saçma ilişkileri mi Annemizi mi? Babamızı mı? kimi seviyoruz,neden seviyoruz ve sevdiğini iddia eden herkes,neden sevginizi göremiyoruz? belkide hiç aramıyoruz. Saçmalama insan sevgisiz yaşayabilir mi ? yaşayamaz mı? Yaşar tabi aynı senini gibi.Aynalarla yüzleşemez çünkü aynadakini sevmiyor,insanlarla yüzleşemez çünkü yargılanmaktan korkuyor. Peki ya hayvanlar, o onları çok sever çünkü hayvanlar sadece susar ve sevgi gösterir.Gerçekten hayvanları neden besliyoruz,sahipleniyoruz,bakıyoruz. Daha aynı evde kardeşine tahammül edemeyip kendi evine üç kediyle birlikte çıkan insanlar, çok mu seviyorsunuz kedileri, yoksa kardeşiniz gibi dırdır etmeyip sizi yargılamayıp sadece yemek yiyip uyuduğu için mi? tabi onlar hep sever.Onlar sahiplerini seçemezler,seçmezler de zaten çünkü onlar için hepsi aynıdır aslında. Bir kalp bir beyin ve birçok karmaşık duygu varsa biraz da sevgi. Gerçekten neydi sevgi?Günlük hayatımızda asla ağzımızdan düşmeyen o kelime,kelimeler… Seni seviyorum,sevgilim,sev,sev vs vs.Söylediğimiz birçok kelime gibi sevgi kelimeside o kadar basitleşti  ki.Sevgi, insanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göztermeye yönelten duygu olarak tanımlanır. Hah şimdi oldu bağlılık.sadakat.Benim için sevgi kelimesinin tek başına hiçbir anlamı yok. Neden mi? herkes seviyor çünkü önüne gelen herkes önüne gelen her şeyi seviyor vay diyorum bende sonra bakıyorum aslında herkes her şeyi sevmiyor sadece herkes işine gelen her şeyi seviyor. Herkes kendini tamamlayacak onu her şekilde sevecek birilerini arıyor ama ne hikmetse kimse kusuruyla birilerini sevmiyor sevsede…  Neyse işte ne diyorduk bağlılık,sadakat aslında insanlara baktığımda hereks birilerine bağlanmaktan korkar olmuş. Çok bağlanma o da gidecek, çok bağlanma köpeğin ölecek, fazla bağlanma üzülen sen olucaksın ben seni düşünüyorum… Aslında bu cümleleri hepimiz hayatımızda en az bir kere kullanmışızdır ama gerçekten nedir bizi bu kadar korkutan bağlanmak mı ah hayır saçmalaa bizi korkutan bağlandıktan sonra yaşayacak olduğumuz üzüntülerdir. Bir nevi kendimizi koruruz yani gelecek olan üzüntülerden peki neden ? iyi o zaman sen ne sev ne sevil ne bağlan nede üzül öyle ot gibi geldin ot gibi git. Üzülmekten kastım hayatını mahvedip intihar etmek değil.Eğer bu dünya bizim içinse ve sevinmek gibi üzülmekte bir duyguysa neden yaşamayalım? Neden sevmeyelim? Peki gelelim en başa neden sevelim? Sevelim arkadaşlar ama öyle sahte yalandan itici değil içimizden gelerek sevelim. Yaptığımız işi uyuduğumuz yeri, konuştuğumuz kişileri çünkü sevgisiz bir dünya yok olmaya mahkumdur…

(Okuduğunuz için teşşekkür ederim yorumlarınızı heyecanla bekliyorum:)

   

  

fatma-zehra-demirel
Subscribe
Bildir
2 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Hiçliğin Öyküsü
Sonraki
Ferenc Puskas'ın Hikaye

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.