Paha biçilemez değerler…

     Bilgisayarın başında hangimiz heyecanla sonuç beklenmedik ki?Lise yeni bitmiş ,sınavlara girilmiş ,sonuçlar açıklanmış ,tercihler yapılmış ve o büyük gün ;yerleştirme sonucunun açıklanacağı gün gelmiştir.Heycanla açıklanacağı o saati beklersin.Hangi bölüm hangi şehir oldu acaba diye için içini yerken sayfa açılır ve “yerleştirme sonucu” yazan kısmı bulmaya çalışırsın.Benim yerleştirme sonucumda ; “Atatürk Üniversitesi” “Hemşirelik bölümü” yazıyordu çok sevinmiş ve mutlu olmuştum.

      O an hayatımın dönüm noktasının başlığı belli olmuştu sanki.Hayatımın en güzel yıllarını geçireceğim şehir ve mesleğim belli olmuştu.Ben bu yazımda sizlere hayatımda gurbeti derinden yaşadığım , zorluklarla tek başıma mücadele ettiğim, büyüdüğüm,en güzel dostluklarımı kurduğum, daha önce hiç tanışmamış görmemiş arasında hiçbir bağ olmayan kişilerin birbirlerine nasıl sıkı sıkı tutunduğuna şahit olup bizzat yaşadığım ve  o günlerimin geçtiği Erzurum’dan bahsedicem.

   Erzurum Doğu Anadolu Bölgesi’nin  etrafi dağlarda çevrili rakımı 2000leri bulan ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı Türkiye’nin en yüksek ve soğuk ilidir.

    Erzurum’daki Atatürk üniversitesi şehir merkezine yakın bir konumda, Erzurum ovasının büyük bir bölümünü kapsayan üniversite arazisiyle Türkiye’nin en büyük ikinci kampüsüdür.Aynı zamanda Türkiye’nin en eski yedinci üniversitesidir.

      Eylül ayını bir pazar günü babamla birlikte Erzurum otogarında otobüsten indigimizde sabahın erken saatleriydi.Serin hava otobüsten iner inmez kendini hissettirmiş; yaşadığım kaygı, heyecan, “napıcam ben tek başıma” düşüncelerime karışmıştı.Öğlene doğruü üniversite kampüsünün içinde KYK öğrenci yurdundaki işlemlerimizi halletmiştik ve  tek başıma kalacağım an yaklaşıyordu.Ve ben yalnız kalmaktan korkuyordum.Kampüsün içinde o yemyeşil ağaçlı yolda babamla vedalaşıp ayrılmıştık.Arkamı döndüğüm anda gözlerimden damlalar süzülmüş ;kanadı kırılmış, ne yapacağını bilmeyen, şaşkın, üzgün bir kuş gibiydim.Evet bir gün uçucaktım elbet alışacaktım ama o gün hissettiğim duygular bende o kadar derin ve yoğunki ne zaman aklıma gelse hüzünlenirim.

   Günler geçmeye başlamış okul açılmış ve ben yeni hayatıma üniversite ortamına derslere alışmaya başlamıştım.İlk gün yanına oturup tanıştığım kişi  ve sınıftaki 4 kız arkadaşımla arkadaş değil adeta aile , kız kardeş olmuştuk.Erzurum’un o sert ayazlı karlı soğuğunda  yurtlardan hep beraber okula yürümeler.Öğlen yemeklerinde  kantinde uzun uzun sohbet etmeler ,gülmeler ,eğlenmeler….

Dostluk

       İlk staj heyecanı, hastaneyle bir hemşire olarak tanışma anı,sunumlar hazırlamak,ödevler yapmak , dosyalar hazırlamak ;fotokopi odasında bitmek bilmeyen not alma telaşları kendin için olmasa bile kardeş dediğin arkadaşının notlarını tamamlama kaygısı… Ardından doğum günü kutlama heyecanları ve birbirimize sürprizler hazırlamak çok güzel ve tatlı günlerdi.Evde kalan tek arkadaşımızın bizi haftasonu kahvaltıya çağırması yurtta yaşama bıkkınlığından sonra bir eve girip halıya basmak bile çok mutlu olmama yetmişti.Ardından gelen vize ve final sınavları sabahlara kadar ders çalışmalar…

   Hep birarada geçirdiğimiz ailemizden uzakta sıcak bir anne şefkatine muhtaç olduğumuz o günlerde adeta birbirimize sımsıkı sarılmış , olgunluğa bir adım kalan günlerimizde ;acısıyla, tatlısıyla ,derdiyle, tasasıyla, hastalığıyla geçen günlerde omuz omuzaydık.

Paha biçilemez

   Ailemizin ağlayarak bıraktığı Erzurum’dan 4yıl sonra bu sefer  birbirimizden ayrıldığımız için ağlıyorduk… Erzurum diyince aklımıza  o soğuk , karlı günlerde içimizi ısıtan dostluğumuz geliyor.Hepimiz ülkenin dört bir köşesine savrulsakda bir telefonla kendimizi sıcacık dostluğun kucağında bulmak paha biçilemez…

Ezgiliharfler
Subscribe
Bildir
1 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Meslek “HAN”dır, meslektaşın iyisi “CAN”dır.

Meslek “HAN”dır, meslektaşın iyisi “CAN”dır.

Sonraki
Mide bulantısı

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.