Bir öykü yazmak istedi Kadın, Adam’a olan aşkını öyküleştirmek istedi. Ama evde yalnız kaldığı zaman sadece onun kalktığı yatağı koklamak istiyordu. Onun ten kokusu, onun ter kokusu, uçmadan hepsini ciğerlerine yapıştırırcasına yastığa yüzünü dayıyordu. Ona ait kırıntıyı bile ezberlemişti Kadın.
Adam yoktu bir süredir, aşkını yazsa gelir miydi, bilmiyordu Kadın. Ama yazıp, ona yollarsa Adamda özlem uyandırma şansı vardı çünkü Adam’ın vicdanı vardı. Söyleyemediklerini yazıya dökmek istiyordu. Söz uçar, yazı kalırdı ne de olsa… Yazdıklarını tekrar tekrar okuyup özlemle tutuştuğu bir ara gelebilirdi yeniden kokusunu yatakta bırakmaya. Kadının tenini, saç tellerini bile titretmeye gelirdi belki ama dokunduğu her milimetre kare inim inim inleyecekti…
Saçlarını seviyordu Kadının, Kadın saçlarının uçlarına kadar kırık olsa da, saç uçlarına kadar âşıktı Adam’a bu nedenle saçlarını kestirmiyordu. Sadece sevişmek için bile gelse de, olsundu. Adam gibi Adam’dı o, hiç söz vermemiş, hiç umut ticareti yapmamıştı. Kırgındı yaşamın süratine, bu nedenle arada geliyordu Kadın’ın yanına, onu seviyor ve sonra yeniden yalnızlığına gömülmeye gidiyordu… Yalnızlığında kırık cam parçası gibi parçalarını puzzle misali birleştirmeye uğraşıyordu. Ancak 1 milyon parçalı puzzle birleştirmek kolay olmuyordu…