Şehirlerin sanki tek ulaşım aracı arabaymış gibi tasarlanma dönemi bitti gibi görünüyor. Hemen hemen her şehir planı, trafiği ve araç ihtiyacını azaltan seçenekler yaratmaya çalışmaktadır. Bununla birlikte, bunu yapmak için kentsel tasarım parametreleri ve kavramları halen çok da yeterli değildir. Yeni Şehircilik anlayışı ve özellikle Birleşik Devletlerde ve Avustralya’daki çok yeni kentsel gelişmeler, otomobil bağımlılığını azaltmak için kentsel tasarımın kullanılması yoluyla rasyonel hale getiriliyor. Bu tasarım teknikleri, bir mahalle merkezi tanımlamak için yaya toplama alanının da önemini belirtiyor.
Nüfus Ve Otomobil Bağımlılığı İlişkisi
Temel nokta, toplu taşımayı desteklemek için yoğunluğa ihtiyaç duymanızdır. Sadece metropol kentlerde değil, belirli bir yoğunluğun üzerine çıkıldığında hemen her yerde iki şey meydana gelir. Birincisi, işlevsel yollarla daha az seyahat edersiniz. Bu, daha fazla insanın yürümesini ve bisiklet sürmesini sağlamanın başka bir yoludur.
İkinci olarak, yol düzeninde otomatik olarak düşüş ve geçişle yaya hareketinde bir artış elde edersiniz. Bu eşik, dönüm başına yedi konut olma eğilimindedir. Bu hattın üzerinden geçtiğinizde, bir otobüs firması, otobüsleri orada dışarıda bırakabilir. Çünkü vereceği hizmetten makul bir kar elde etmek için yeterli yolcu alabileceğini bilir. Ortalama olarak konutlarda bir dönüm başına yedi konut hektar başına yaklaşık otuz beş ila kırk kişiye denktir.
Kentsel Büyüklük Ve Yaya Erişilebilirliğinin Önemi
Yoğunluk ve hareketi birbirine bağlayan evrensel bir model varsa, kentsel etkinliği şekillendiren evrensel bir ilke ile anlaşılması muhtemeldir. Bu ilke tarih boyunca kentlerin günde ortalama bir saatlik seyahat süresi bütçesine dayanarak nasıl işlediğini açıklıyor. Bu ilke, İngiltere’de altı yüzyılın üzerindeki kentsel yaşam boyunca kayda değer bir tutarlılık sergileyerek yürünerek aşılan şehirlerin sadece beş ila sekiz kilometre çapında, transit şehirlerin yirmi ile otuz kilometreye, otomobil şehirlerinin elli ve altmış arasında bir kilometreye yayılabileceğini açıklamak için kullanılabilir.
Yürüyüşün, transitin ve arabaların farklı hızlarından dolayı, bu şehirler, fiziksel büyüklüğe bakılmaksızın, hepsi bir saat genişliği çapında olmaları ile dikkat çeker. Günümüzde geniş kentsel alanlar, bu şehir türlerinin kombinasyonlarıdır ve çoğu yolculuk bir saatlik bir gezinti alanıdır. Zaman kısıtlamaları, insanların konumlarını ve seyahat şekillerini buna göre düzenleyeceği anlamına gelir. Otomobil bağımlılığının üstesinden gelmek, insanların arabasız bir şehrin olanaklarına erişip erişemeyeceği sorunudur. Özellikle bir kentsel merkez için, araba seyahatinde bulunabilecek zamanın, bisiklet kullanarak, yürüyüş yaparak veya toplu taşıma araçlarıyla binerek kente girme süresinden daha az olup olmadığı belirlenir.