Otelde kaldıkları odanın penceresinden sabah güneş ışıkları sızmaya başlamıştı, kadın çok geç vakit yatmasına rağmen erkenden ışığa tepki göstererek uyandı, gözlerini farklı bir odada açıp ancak yanında adamı görmesi içinin kıpır kıpır olmasına neden oldu.
Adam’ın kokusunu alarak uyumuştu bütün gece. O kadar iyi gelmişti ki bu kısacık uyku onu o kadar dinlendirmişti ki, sanki sekiz belki de dokuz saat uyumuş kadar dinç uyandı. Yataktan kalktı ve pencereye doğru tam olarak nerede olduklarına bakmaya gitti, gece çok geç geldikleri için nasıl bir yerde kalacaklarına bile bakamamıştı, pencerenin baktığı taraf deniz tarafıydı, önlerinde kocaman geniş altın sarısı bir kumsal ve deniz vardı. Kadın manzaraya vurulmuştu, tıpkı Adam’a da vurulduğu gibi ilk görüşte… Yatakta yüzüstü uyuyordu Adam sesi çıkmıyordu, o kadar güzel uyuyordu ki kadın onu uyandırmamak için çıt çıkarmamak için sessizce yanına geri döndü, Adam’ın yanındayken mutluydu, ne olursa olsundu şimdi. Kıyamet bile kopsa, dünya yansa umurunda olmazdı çünkü atmosferine kavuşmuştu.
Sessiz ve sakince Adam’ın uyanmasını beklemeye koyuldu, bu süre içinde Adam’ın yüzünü inceliyordu belki ezberlerse ileride aşırı özlem duymamak içindi bu yaptığı. Ancak yine de özleyecekti, biliyordu. Birden içini bir ürperti ve korku kapladı. Kendini evinde ve yalnız hissetti, Adam’ın yanında olmadığı evinde, Adam’ın yanında olmadığı yatakta. Eninde sonunda bu hafta sonu bitecekti ve dönmeleri gerekecekti. Bu süreyi ne kadar onunla geçirse az gelecekti ancak her saniyesini en iyi şekilde değerlendirme kararı alarak plan yapmaya koyuldu. Ancak Adam plan yapmayı değil, hayatı gelişi güzel yaşamayı severdi. O zaman en mantıklısı internetten geldikleri bölgeyi araştırıp, neler yapabileceklerini araştırıp, Adam uyandığı zaman ona seçenek sunmaktı.
Telefonunu aldı eline ve internetten araştırmaya başladı. “Adam yoğun bir tempoda çalışıyor bu nedenle burada dinlenmeyi ister” diye düşünerek onu neyin rahatlatacağını buldu; güzel bir SPA araştırdı. Bölgenin en iyi SPA’sını buldu, Adam’ın bu fikirden hoşlanacağından emindi. Şimdi uyanmasını beklemek kalmıştı, saat dokuz buçuk sularıydı, kahvaltıyı kaçırabilirlerdi bu nedenle çevrede kahvaltı mekanları baktı aynı zamanda. Bunu araştırırken Adam uyandı,
“Günaydın” dedi. Kadın hevesle Adam’a döndü,
“Günaydın Güneş’im, Ay’ım, Huzur’um, Ruh’um. İyi misin? Nasıl uyudun? Bütün gece araba kullandın bir de sen…”
“İyiyim, iyi yorulmuşum… Saat kaç?”
“Ona geliyor.”
“Kahvaltıyı kaçırmışızdır, dışarı çıkalım mı kahvaltı yaparız?”
“Olur sevgilim, sonrasında ben SPA’ya gideriz diye düşündüğüm için kısa bir araştırma yaptım. Ne dersin?”
“Harika olur. Masaj yaptırırız.”
“Onu ben sana yaparım sevdiceğim”
“Gerek yok hatun, en iyisi ikimiz de birer masajla başlayalım kahvaltıdan sonra günümüze”
“Tamam sevgilim, hemen hazırlanıyorum o halde…”
Günlerini beraber geçirdiler. Kadın hayatının en güzel gününü geçiriyor gibiydi. Aslında onun hayatının en güzel günüydü çünkü gününe Adam’la başlamıştı, ve onunla devam ediyor ve edecekti de daha otuz dört saati daha vardı. Dakika ve saniye olarak daha büyük rakamlar olsa da saat olarak kulağa fazla geliyordu bir buçuk günden. Kadın sonunu sık sık aklına getirse de, Adam’la olduğu andan uzaklaşmamaya çalışıyordu… Günün en güzel saatlerini yaşamak için hazırlanmaya başlamıştı bile. Adam’ın kokusunun sindiği yataktan çıktı ve kıyafetlerini değiştirmeye başladı bile. Mutluydu, hiç olmadığı kadar çok mutluydu ve onun yanında olduğu müddetçe mutlu kalmaya devam edecekti…