Merhabalar, bugün sizlerle sosyal medya üzerinden eserleriyle tanıştığım minyatür sanatçısı Nevin Yapıcı ile gerçekleştirdiğim söyleşiyi paylaşıyorum. Nevin Hanım, kurutulmuş orkide yaprakları üzerine yaptığı çeşitli figürlerdeki çalışmaları oldukça ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. Minyatür sanatını, farklı zanaatkarların eserlerinden takip ediyor olsam da, açıkçası böyle bir fikre daha önce rastlamamıştım. Nevin Hanım’ın diğer eserlerini yakından incelemek isteseniz Instagram hesabına ulaşabilirsiniz. Söyleşide özellikle minyatür sanatına dair merak edilenleri ve sanatın farklı perspektiflere kapı araladığına dair notları görebilirsiniz.
- Keyifli okumalar dilerim! ✨
Merhabalar Nevin Hanım, uzun süredir minyatür sanatı ile uğraştığınızı söyleyebiliriz. Günümüzde genellikle ebru, hat ve tezhip gibi el sanatları daha çok bilinmektedir. Minyatür sanatını diğerlerinden ayıran ve sizi bu alana yönlendiren şey nedir?
Merhabalar, öncelikle röportaj için teşekkür ederim. Minyatür sanatıyla çok sevdiğim bir hocam vesilesiyle tanıştım. O günden beri hala devam ediyorum ve kısmet olursa hayatım boyunca devam etmek istiyorum. Bana göre minyatür sanatını diğer geleneksel sanatlardan ayıran ve beni buraya yönlendiren şey; minyatürün çerçevesinin çok geniş olması, beni heyecanlandırması ve her an beni yeni hayaller, düşünceler, tasarımlar kurmaya sevk etmesidir. Yani minyatür yaparken daha özgür olduğumu, kendimi daha iyi ifade ettiğimi ve eğer karşı tarafa bir mesaj vermek istiyorsam minyatürle bunu daha kolay yapabildiğimi düşünüyorum. Ve her şeyden önemlisi minyatürün kendine has tarzı beni her zaman çok etkilemiştir.
Minyatür Sanatını Özel Kılan Ayrıntılar
Bildiğimiz gibi geleneksel minyatür sanatımızda perspektif, gölge, uzaklık yakınlık gibi resim kuralları yoktur. Hem çok detaylıdır hem de değildir. Genel olarak minyatürün ifade ediş şeklini seviyorum. Figürlerin yüz ifadesi, bulutlar ve kayalıklar minyatür yaparken en sevdiğim kısımlardır. Benim tarzım biraz geleneğin dışındadır. Gelenekten beslenen günümüze ışık tutan, kendimden ve bugünden bir şeyler katmaya çalıştığım bir tarz oluşturmaya çalışıyorum. Bunu bir yolculuk olarak düşünürsek henüz yolun başındayım diyebiliriz. Bir de boyalar ve fırçalar benim için her zaman çok kıymetli olmuştur. Her rengi ayrı ayrı çok seviyorum ve renklerin suyla karışıp kağıtla buluşma anı benim için hayattaki en heyecanlı ve merak uyandırıcı şeylerden biri diyebilirim.
Gelenekten beslenen günümüze ışık tutan, kendimden ve bugünden bir şeyler katmaya çalıştığım bir tarz oluşturmaya çalışıyorum.
Bu orijinal ve zarif figürleri çalışırken ilham aldığınız şeyler nelerdir ve sizin ilk eserinizde çalıştığınız figür hangisiydi? 😊
Genellikle ilham kaynağım şudur diye bir şey pek kullanmam. Çalışmalarımda kendimden, kendi iç dünyamdan, hayal dünyamdan ve yaşadığım anlardan oldukça fazla yararlanırım. Fazlaca hayal kuran biriyim ve hayallerime önem veririm. Resimlerimde bu hayallerimi ve yaşadığım anları yer yer renklendirmeye çalışıyorum. Her çalışmamda illaki kendimden bir şey vardır. Reprodüksiyon dışında ilk yaptığım figürde kafasına bir müzik aleti yerleşmiş neşeli bir genç çalışmıştım. Etrafında bir çerçeve ve onun dışına çıkmaya çalışıyor.
Özellikle kurumuş yaprak ve orkide üzerine çizdiğiniz minyatürler oldukça çekici. Hassas zemin olması sebebiyle zor bir çalışma olsa gerek. Bu fikir nereden geldi?
Orkide üzerine yapmış olduğum minyatürler tamamen neden olmasın diyerek başladığım bir çalışma. Yıllar önce bir kitabımın arasına koymuşum. Ve aklıma bir vesile ile o kitap geldi. Kitabı incelerken orkideleri gördüm ve o ince naif yapısı ve pürüzsüz yüzeyi beni minyatür yapmaya sevk etti. İlkini deneme olarak yaptığım için nasıl bir sonuç vereceğini bilmiyordum. Hem çok heyecanlı hem de ya olmazsa boya tutmazsa falan diyorum ama yeni şeyler denemek iyidir diye yapmaya devam ettim. Yaparken bu kadar beğenileceği aklıma hiç gelmemişti. Sonuç olarak güzel bir şey ortaya çıktı. Benim için de yeni bir mutluluk sebebi, umut kaynağı oldu. Elhamdülillah.
Bir zanaatkar olarak sanatı 3 kelime ile tasvir edecek olsanız bunlar ne olurdu?
Sanatı üç kelime ile anlatacak olsam bunlar muhtemelen; sabır, umut ve bekleyiş olurdu.
Son olarak bugünün modern yaşantısını düşündüğünüzde asrı saadetten bir hanım sahabe ile kahvelerinizi yudumlayarak muhabbet etme imkânınız olsa bu kim olurdu?
Çok güzel ve düşündürücü bir soru. Açıkçası başta çok fazla hanım sahabe aklıma gelmedi. Biraz düşündükten sonra tabi ki Hz. Hatice ile olmalı diye düşündüm. Hz. Peygamber (s.a.v) ’e en yakın kişilerden ve Hz. Peygamber’in en çok sevdiği kişilerden birisi. Bir de aklıma Hz. Peygamber’in kızları geldi. Kızlarından Hz. Zeynep ile muhabbet etmek isterdim. Her zaman dikkatimi çekmiştir.
Bu güzel söyleşi için davetimi kırmayıp bana eşlik ettiğiniz içi teşekkür ederim Sanatla kalın!
Ben teşekkür ederim, çok keyif aldım. Sizler de ✨