Düşünsenize yüzyıllar önce şuan bizim kullandığımız cümleleri başkaları zaten kullanmış sen ağlarsın dünyanın en üzgün insanı kendini zannedersin mutlu olursun dünyanın en mutlu insanı kendini zannedersin hayal kurarsın herşeye sahip olucan zannedersin yarın olucak öteki gün olucak dersin bir bakmışsın sevdiğin elbise sana küçük geliyor zaman geçmiş ama hayallerin halen daha her gece var ve sanki bir gün gerçekleşecek miş umudu ile geçiyor zaman tanıdığın insanlar sevdiklerin veya sevmediklerin tek tek ayrılıyor dünyadan sen ise bu durumu seyredip bende öleceğim ama şimdi değil düşüncesi ile yarının hayalini kurmaya devam edersin bir avuç zengin insan hayallerini gerçekleştirmek için sürü ile olan hayallerini bir anda gerçekleştirir iken sen kendi hayallerini aslında o zengini örnek alarak onun sahip olduklarını istiyerek kuruyorsun aslında sen sen değilsin aklımıza gelen herşey bir başkasına ait biz sadece başkalarında gördüğümüz güzel şeyleri sahip olmak için hayal kuruyoruz kimsede olmayan birşey için sence hayal kurulur mu mesala araba sürmek istesen bu arabanın hayalini kurman için görmen lazım görmen için onun birinden var olması lazım yani kuracağın hayal bir başkasının hayalî idi bile böyle geçer bir ömür düşünürsün çabalarsin alırsın ama aslında bu değildi gerçek ihtiyacın bir baba çocuğuna yıllarca güzel hayat verebilmek için çok çalışır o baba ölür çocuğu büyür çocuk da baba olur oda yine aynı babasının yaptığı gibi yıllarca çocuğuna güzel bir hayat vermek için çabalar böyle devam eder herşeye sahip oluruz ama hiç birşey kalıcı olamaz…
Onlar da buradan geçti
Subscribe
Giriş Yap
Yorum yapmak için giriş yapmalısın
0 Yorum