Başarılı olmak için ne gerekli? Başarılı olmak derken, bir Mozart olmaktan bahsediyorum, kendi alanının en iyilerinden olmak ve adını tarihe kazımak. Bu derece bir başarıya nasıl sahip olursunuz? Hayır, bu bir tür kişisel gelişim yazılarından biri değil. Size on adımda başarılı hayata ulaştırmayacağım. Aksine size neden o kadar da başarılı olamadığımızdan bahsedeceğim.
Yüksek Başarının Sırrı: Gizli Avantajlar
Malcolm Gladwell ‘Outliner’ kitabında, üstün başarı sağlayan insanların, başarısının derinlerinde bazı ‘gizli avantajlara’ sahip olduklarını savunuyor ve kitabında ‘çizginin dışında’ kabul edilen insanların avantajlarını gün yüzüne çıkarıyor. Birkaç örnekle neyden bahsettiğimi açıklamaya çalışıyım:
Avukat Maurice Jonklow basit evrak işlerini düşük fiyatlara yapan bir avukat. Oğlu Morton Jonklow da babası gibi avukat olmayı seçti. Ancak o babasından farklı olarak 1960’larda sıfırdan başlayarak bir hukuk şirketi kurdu. Sonra ilk kablolu televizyon kanallarından birini oluşturdu. 1970’lerde kurduğu telif ajansı Janklow & Nesbit Associates, bugün dünyanın en prestijli telif ajanslarından biri. Müşterileri arasında dört ABD başkanı ve Papa John Paul II olmak üzere birçok ünlü isim var.
Bu duruma bakarak çıkarım yaparsak Morton’un babasından katbekat daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Peki neden? Morton daha mı zekiydi? Yoksa daha mı çok çalıştı? Morton hukuk alanında daha mı yetenekliydi? Cevap, hayır. Durumu biraz geriye sarıp daha geniş bir perspektiften bakarsak burada Morton’un sahip olduğu gizli avantajlardan biri olan doğum yeri ve zamanının etkisini görebilirdik.
Avukat Maurice Jonklow 1902’de doğdu. Büyük Buhran başladığında yeni evliydi ve yakında bir çocuğu doğacaktı. Ekonomik olarak sıkıntıdaydı, çevresinde işten çıkarılan bir yığın insan vardı üstelik bakması gereken bir ailesi olduğundan gelen her işi kabul etti, risk alabilecek bir güvencesi yoktu sonuç olarak ortalama bir avukat olarak kaldı. Buhran sonrası nüfus oldukça düşmüştü. Oğlu 1930’da dünyaya geldiğinde kendisini; büyük kapasiteli bir hastane, en iyi eğitim veren, kaliteli ve az öğrencili devlet okulları bekliyordu. Ekonomik olarak sıkıntı çekmedi. Üniversiteden mezun olduğunda yine az nüfus ve gereken kalifiyeli insan ihtiyacı nedeniyle kolayca iş buldu ve işten atılma gibi bir tehlike olmadan girişimlerini gerçekleştirecek yeterli para ve zamana sahipti.
Aynı şekilde Bill Gates’in bu kadar başarılı kabul edilmesi, o zamanlar için mükemmel nitelikteki elit lisesinde, bir velinin uğraşı sonucu kurduğu bilgisayar laboratuvarlarından birinde zaman geçirmesi -bilgisayarı olan ilk liselerden birine gidebilmesi-, daha kimsenin evinde bilgisayar yokken bilgisayara sahip olması, ailesinin ona verdiği maddi-manevi destek, yaz tatilinde yazılım alanında karşısına çıkan staj olanağı gibi saymakla bitiremeyeceğimiz gizli avantajlar söz konusu. Üstelik bu bilgisayarın henüz yeni bir şey olduğu, çoğu kişinin ilgilenmediği, bilmediği bir alan olduğu bir zamanda geçiyor. Yani, bilgisayar çağı başladığında, Bill Gates çoktan bu konuda birçok kişiden daha deneyimliydi ve bu konuda öne çıkanlar arasında olması önlenemezdi.
Bu örnekte açıkça gördüğümüz gibi başarılı kabul ettiğimiz, birçok isim hayatında bu tarz gizli avantajlara sahip kişiler. Bazı gizil avantajları şöyle sıralayabiliriz:
- Doğum tarihi ve yeri
- Aile ve genetik miras
- Yaşanılan yerin nüfusu
- Kültürel miras
- İyi olduğu şey üzerinde yapılan pratik süresi
- Sosyo-ekonomik durum
10.000 Saat Kuralı Nedir?
Buradaki 10.000 saat kuralı herhangi bir konuda uzman derecesinde başarıya sahip olabilmek için uzun süre pratik yapmanız gerektiğini savunan ve bu pratik süresi 10.000 saate ulaştığında o işte uzman derecesine geldiğinizi anlatan bir kişisel gelişim kuralıdır. Birçok başarılı insanın başarılı olduğu konuda yaptığı pratik süresinin bu süreye ulaştığı iddia edilir. Örneğin; The Beatless, ilk çıktığı zamanlarda ortalama acemi bir müzik grubuydu. Ancak bir eğlence yeri bu grubu uzun süre aralıksız müzik çalmaları için işe aldığında o kadar çok pratik yapma şansları oldu – 10.000 saat süreye ulaştılar- müzikte mükemmel hale geldikler. Bu kitapta anlatılmakta.
Tabii bu iddia hakkında oldukça tartışıldı. 2014’te yayınlanan bir araştırmaya göre yapılan pratik; oyunlarda &, müzikte !, eğitimde %4, sporda , mesleklerde ise %1 fark yaratmış. Yani pratik önemli ama bazı konularda daha fazla etkili. (“Tüm hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir” gibi oldu 🙂
Ayrıca bu saate ulaşabilmek o kadar da kolay değil. Her şeyden önce kendi potansiyelini gerçekleştirebileceğin alanı çok küçük bir yaştayken keşfedebilmiş olman büyük bir avantaj sağlıyor. Bunu bir çocuk kendi başına yapamayacağına göre ilgili ve yüksek bütçeli ebeveynler gerekli. Pratik yapabilmen için boş vaktin de olmalı. Yani eğer düşük sosyo-ekonomiden bir aileniz varsa ve hayatta kalabilmek için çalışmak zorundaysanız bu süreyi doldurmak sizin için daha zor olacaktır.
Peki Ne Yapalım?
Şimdi bir an için kendi hayatınızı düşünün. Başarılı olamadığınızdan yakınıyorsanız, kendinizi başarılı diğer insanlarla karşılaştırıp canınızı sıkıyorsanız bir daha yazdıklarımı düşünün. Aynı avantajlara sahip olmadığınız, aynı hayatı yaşamadığınız kişilerle kendinizi kıyaslamanız, kendinize yüklenmeniz ne kadar mantıklı?
Kişisel gelişim dünyasında, medyada veya insanların zihninde başarı bireysel tercihler ve çabalarla eş değerde. Ne kadar çok çalışırsan, mantıklı kararlar verirsen o kadar çok başarılı olursun fikri zihinlerimize işlenmiş durumda. Fakat başarının sadece bireysel bir yanının olmadığını anlamamız gerek. Outsider kitabında gördüğümüz çoğu gizli avantajın kendimize bağlı olmadığını görüyoruz. Elbette ki bütün olay, hayatın bize getirilerinden oluşmuyor, bireysel çabalar ve seçimler hala önemli. Ama başarıyı tanımlarken bu yönünü de kabullenmemiz gerektiğine inanıyorum. Sistem her zaman yüksek gelirli bireylerin yararına olacak şekilde işlemekte ve böyle devam edecek gibi görünüyor. Bunun karşısında yapabileceğimiz tek bir şey var, o da daha fazla çalışmaktan başka bir şey değil.