Okullar kapalı.
Bir dönem daha geçti böyle. Dahası var mı bu halin. Olmasın istiyoruz hep birlikte. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz okulda olsunlar.
Çocuklarımız büyük kayıp içindeler. Nasıl olacak telafileri. Kendi kendime söyleniyorum, “gerekeni yaparız, telafi ederiz” diye. Ama zaman uzadıkça işler karmaşıklaşıyor. Uzaktan eğitim devam ediyor ama herkes için çok yorucu oldu. Öğretmenler, öğrenciler, veliler ve eğitim idarecileri çok yoruldular. Bu bizim alışkanlığımız değildi. Biz karşı karşıya, göz göze olmak istiyoruz öğrencilerimizle. Bütün sıkıntılarımızı yan yana durarak çözmek istiyoruz.
Bu süreçte ortaya çıkan zorlukların bir sorumlusunu arıyor herkes. Kimisi Bakanı sorumlu tutmaya çalışıyor, kimisi öğretmenleri. Kimisi ülkenin olanaklarının yetersizliğini sorumlu tutmaya çalışıyor. Belki her birinin sorumluluğu var ama asıl sorumludan kimse bahsetmiyor. Asıl sorumlu olan “olmayacak olanların olmuş hali.” Kim böyle bir durumu bekliyordu? Kim hazırdı? Kim, olmadan, çare düşünebilirdi? Sorumlu arayanlar sadece sorunlara odaklanıp yaşayanlar ve hep bardağın boş kısmına odaklananlar. Bu büyük sorun karşısında üretilen çözümlerin hiç mi önemi yok? Öğrenciler okula gelmedikçe eğitimde hiç bir şey yolunda olmayacaktır. Gelseler bile her şey tamam olmayacaktır. Zaten eğitimin sorunları vardı ve olmaya da devam edecek. Sorun karşısında iyi niyetle çözüm üretme, bir şey yapma çabasının anlamı büyük. Eğitimin en üst seviyedeki yöneticisinden en alt seviyesindeki yöneticisine kadar, öğretmenine, velisine ve öğrencisine kadar, kim üzerine düşeni yapma çabası ile hareket ediyorsa o kıymetlimiz, iyi niyetlimiz ve en anlamlı davranışta bulunanımızdır. Ama üzerine düşeni yapmayanlara söz söylemek gerekir evet. Kaytaranlar da var bu durum karşısında, bilmemezlikten duymamazlıktan gelenler var. Mızmızlıklarının üzerine mızmızlık ekleyenler var. Canla başla çalışan harika öğretmenler olduğu gibi, olumsuz şartları daha da çekilmez hale getiren öğretmenler, veliler ve öğrenciler de var. Birebir karşılaşıyoruz bunlarla. Ama bunların sayısı çok az.
Yani, bir sorumlu arayanların bulmaları gereken asıl sorumlu, olanlar. Bu olanlara karşın herkes elinden geleni yaparsa oluşan öğrenme kayıplarını asgari düzeye indirme şansımız olabilir. Çocuklarımız hem öğrenme hem de sosyal açıdan kayıplar yaşıyorlar.
Bu sebeple şubatta okulda hep birlikte okulda olmak güzel olacak.