BURADAYIM
Eveeeet….Sonunda yazmaya olan niyetimi gecenin yarısında spontane sekilde gerçekleştirmiş bulunmaktayım .Nerden nasıl başlasam anlatmam çok kolay olmayacak diye bir şarkı vardı ya tam da o hesap modum.Aslında derdim biraz zamansızlıktan dem vurmak …Birçok heves bir sürü düşünce ve niyet zamanın çarklarında çöp oluveriyor. Oysa ne kadar kıymet atfedilirdi eğer zamanın içinde yer bulabilseydi her biri…
Söz uçar yazı kalır demişler , öyleyse yazalım …yazmak , buradayım ben de varım ,vardım demenin bir yolu.Üstelik insanlığın yaratılışından bu yana henüz medeniyet denilen ne olduğu konusunda da net bir tanım yapılamayan göreceli o kavramın henüz esamesi okunmazken bile insanlar “buradayım ,ben de varım ” demenin çeşitli yollarını bulmuşlar .En az 15 20 bin yıl önce şu an kullandığımız hiçbir sosyalleşme aracı platformu yokken hatta insanların hebele hübele iletişmeye çalıştığı dönemde yaşadıkları mağaraya ellerinin izini bırakmış ve geleceğe bir işaret bir mesaj bırakmışlar.Bahsettiğim yer Arjantin`in Santa Cruz şehrinde 1999 yılından beri unesconun dünya miras listesinde yer alan bir mağara.Duvarlara sadece el izi bırakmamişlar tabi ki avlanma ve hayvan resimleri gibi yaşantılarından bazı anları da duvarlara resmetmişler .
Demek istediğim şu ki ; kağıt kalem pc instagram tiktok odur budur hiçbir şey yokken bile insan , hayatını taşa duvara teşhir edip , yaşadığını kanıtlamak istercesine izler bırakmış.
Öyleyse , olmak ya da olmamak felsefesinden çok, varım ve meselem de var olduğumu her halükarda ifade ediyor olmak gibi bir şey ortaya çıkıyor …şahsımdan ziyade tüm insanlık için geçerli bir durum olduğunu düşünüyorum.Birçok sosyal medya ve iletişim aracının olduğu günümüz dünyasında yaratılış kodlarımızda olan bu eğilimimizi gerçekleştirmenin dibine vuruyoruz .İnsanlar uyurken bile uyku yayını diye yayınlar açıp , bakın burada nasıl uyuyorum izleyin beni diyor 🙂 binlerce insan da izliyor ve izlerken olumlu olumsuz yorumlar yaparak onlar da kendilerince biz de buradayız izliyoruz diyor … bu durum artık nirvanası hayatlarımızı paylaşarak bu dünyada varız demenin.
Daha alturist ruhlar da yok değil . Ben varım derken bir başkasının hayatına olumlu dokunuşlar yapıp , birine faydam olsun felsefesini şiar edinmiş insanlara da ayrı hayranım.Deneyimlerini paylaşırken ben ettim siz etmeyincilerden tutun da ben ettim efendim siz de şöyle edin böyle edin diyenine kadar uçsuz bucaksız bir derya….Bu deryanın öyle böyle içindeyiz hatta bir parçasız…
Bana gelince ben bu gidişatın neresinde ne durumda ve ne kadar şu an varım bilemiyorum fakat deryada bir damlayım. Buradayım … 🙂
“Şeyhim beni 70’lere ışınla,
3 milyar saniyem bitmeden önce
Sonsuzluğu bükeyim, kalan ömrümce.
Tasavvuf strese iyi geliyor bence.
Bir fırt ab-ı hayat versene şeyhim
Dindirsin faniliğin hararetini.
Bitsin mutat prova, deney, tatbikat;
Ecel formalitesi, azap rutini.
Şeyhim nedir bu illüzyonlar seraplar ?
Aşk üçgeni , meşk dairesi,kudret karesi
Zeval kulvarındaki zırhlı araçlar ?
Şimdi yani tam şu an kaderde ne var ?”
diyerekten Murat Menteş in bu güzel şiiri ile yazımı sonlandırayım…
hoş ,
özgün ve
özgür kalın ….