Takvim yaprakları kum saati misali döküyor sayılarını birer birer. Geriye baktığımızda onca sayı yığının arasında kaybolup giden zamana sitem eder insan. Geri getiremez onca zamanı. Tekrar baştan alamaz, başa sarıp yaşayamaz. Zaman ne garip bir kavram… O kadar önemli olduğunu herkes bilir, ne kadar kıymetli olduğunu da. Ama neden o an farkına varamayız? Geçip gittikten sonra sitem etmek neye yarar?
İnsan yalnızca kaybolanın değerini mi anlar? Yaş aldıkça bunun farkına varmak çok da zor olmaz. Tüm duygularımız da bir anlık değil midir. Sevinçlerimiz , kızgınlıklarımız ,öfkemiz… Hepsi zamanla şiddetini yitirir. Hiçbiri ilk andaki gibi kalmaz. Ama kendimden tavsiye vermek gerekirse yaşanan an ister güzel ister kötü olsun hepsinin geçtiği. Kafanı arkaya çevirmen yaşanacak şimdiki anı da alıp götürüyor bunun hiç farkında değilsin. Bırak suya tüm düşüncelerini , şimdiye ve geleceğe odaklan. Senin çok önceden kurduğun , bunun uğruna çok fedakarlıklar yaptığın , zamanında yapmayı çok istediğin hayallerin var. KOŞSANA!
Zaman hala bitmedi devam ediyor. Bu şansı kendine ver… Sen önemlisin, değerli hisset kendini. Emin ol sen böyle hissetmezsen kimse sana değer vermez. O güç sende var biliyorum , hissediyorum. Yalnızca kendi önünden çekil. Şimdi aç önüne temiz bir sayfa ve yaşadıkça yaz…