Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkması, öğretmenlik mesleği açısından büyük öneme sahiptir. Eğitim tarihçilerinin üzerinde durmaları gereken bir konu olacaktır. Eğitime de olumlu yansımaları olacaktır.
Kanun, öğretmenlik mesleğinin kariyer planlamasını da getirmektedir. Kariyer planlamasında kademeler arasındaki geçiş, istisnai durumlar hariç, sınavla yapılacaktır. Öğretmen, uzman ve başöğretmen olmak için sınavlara girmek ve 70 puan almak zorunda.
Kanunun çıkışı ardından yönetmeliği çıktı. Yönetmeliğin çıkışı ile eğitim camiasında bütün gündem uzman ve başöğretmenlik oldu.
Öğretmenlerin işi gücü sınav, sınavlardan çekinecek halleri yok. Ama aynı öğretmenlerin odaklanmaları gereken eğitim, öğrencileri var. Son bir haftada her öğretmen kendi kariyerinin derdine düşmeye başladığından, yıl sonu işlemleri, okul/öğrenci işleri arka planda kalmaya başladı. Bir de ders çalışmaya başlandığı zaman, kendi kariyerinin derdine düşen öğretmenlerin ister istemez her yıl yapılacak sınavda başarılı olmak için öğrencilerine ayıracakları zaman/enerji azalacaktır. Dikkatler kariyer planlamasına dönecektir.
Bu durum da çok iyi niyetle çıkarılmış olan kanun maddelerinin eğitime/öğrenciye negatif yansımasına sebep olabilecektir.
Öğretmen mutlaka eğitimlere alınmalı, kendisini yenileyecek çalışmalara dâhil olmalıdır. Ama öğretmenlerin gireceği sınavlar dikkatle planlanmalıdır. On binlerce öğretmeni böyle bir sınavla uğraştırmanın anlamı yok. Tamamlanan eğitimler sonunda yapılacak sınavlar öğretmenin kariyer planlaması konusundaki adımlar atılmalı ve öğretmenlerin dikkatleri dağıtılmamalıdır. Öğretmenlerin dikkatleri kendi kariyerlerinde değil, öğrencilerinde toplanmalıdır. Bu sebeple sınav meselesi yeniden düşünülmeli, sınavdan vaz geçilmesi, öğretmenlerin dikkatinin dağıtılmaması uygun olacaktır.