Günümüz gençliği çok açıdan bizlerin yetişme biçimlerinden farklı. Bizler büyüklerimizi takip ettik her konuda. Öğretmenlerimizin bizlere anlattıkları, mutlak doğrulardı. Elimizdeki herhangi bir kitapta yazanlar mutlak doğrulardı. Bize anlatılanlardan, öğretilenlerden şüphe etmek pek aklımıza gelmezdi.
Bilgiye ulaşmakta zorlanırdık. Kütüphaneler, kitaplar, ansiklopediler yolu ile ulaşabiliyorduk bilgiye. Medya bu günkü kadar elimizin altında değildi.
Bu günün gençliği çok farklı. Dünya üzerinde dolaşımda olan bilgiye kendi odalarından, oturdukları yerden, ulaşabiliyorlar. Bilgi yığınları arasında aradıklarını bulmaları yine de bizim zamanımızınkinden daha zahmetsiz. İstedikleri konularda bilgi edinmeleri çok kolay. Ellerindeki teknolojik aletler bilgiye ulaşmalarını oldukça kolaylaştırmış durumda.
Bu teknolojiyi doğru kullanan ve zamanını da verimli kullanan gençler çok konuda oldukça bilgililer. İlkokul çağındaki üç çocuğun sohbetlerine kulak misafiri oldum, onlar da farkındaydılar, konuştukları konulara ve sohbet düzeylerine inanamadım. Dünyayı, ülke meselelerini konuşan çocukların, üst düzeyde eleştirel bakış açılarına sahip olmaları beni şaşırttı. Onların konuşmalarının bu kadar keskin olmaları ve düşüncelerini korkusuzca ifade etmelerine şaşırdım.
Biz yetişkinler bilgiye ulaşma konusunda hala tembellik ediyoruz. Öğretmen olmamız veya başka bir meslekten olmamızın burada fark yarattığını düşünmüyorum.
Yeni kuşaklar bilgiye ulaşmada, teknolojiyi kullanmada ve hayata uygulamada bizlerden daha ilerdeler. Belki tek eksikleri yaşam tecrübeleridir. Bu sebeple öğretmen yeterliklerinin mutlaka artırılması gerekiyor. Çocuklarımızın okullara ve öğretmenlerine inançlarının, güvenlerinin oluşması ve devam edebilmesi için acil önlemler almamız gerekir. Aksi takdirde öğretmenlerin yerini, doğru ya da yanlış, bilişim araçları alıyor.
Öğretmen yeterliliklerinin arttırılması ise öğretmenlerin özlük hakları ile doğrudan ilintilidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu en önemli şarttır.