Nerede O Eski AK Parti(?)

Nerede O Eski AK Parti(?)

Siyasetimizi gerginlik ve düşmanlık üzerine tesis etmemiz, yıllardır sahip olduğumuz marazalarımızın bir türlü geçmesine de vesile olamıyor.

Yıllardır tek parti iktidarı var ülkemizde.

Bu partiye neden ihtiyaç duyulmuştu?

Neden bu parti kurulmuştu?

Toplum, artık didişmeden, polemiklerden bıkmıştı…

Usanmıştı…

Üstelik, bu tartışmaların ve polemiklerin halkın menfaatine olmadığını da görmüştü.

Esasında, Türkiye bir türlü “normalleşemiyordu”!

Koalisyon hükümetlerinin parçalı yapılarından ötürü ve ana başlıklarda anlaşamamalarından ötürü, ülkemiz yıllarımızı kaybediyor; ülke ekonomik ve siyasi krizlere sürükleniyordu.

* * *

Tamam… Şu bir iki yıldır tecrübe ettiklerimiz peki ne?

Türkiye; 17 yıldır tek parti tarafından yönetiliyor da, toplum rahat bir nefes alabildi mi? “İnsan” merkezli siyaset yapmaya söz veren bir parti olarak geniş kitlelerin teveccühüne mazhar olan AK Parti, son tahlilde ülkemizi “normalleştirebildi” mi?

Açıp bakın AK Partinin seçim belgelerine:

Toplumu bölmeyecek ve ayrıştırmayacak siyaset yapacaklarının teminatını veren bir parti, bugün toplumumuzun kutuplaşmasında başat faktör olarak öne çıkmakta!

* * *

Seçilmek ve iktidara gelmek, işbaşında olmak demek ki kâfi değil; koskoca bir ülkeyi yönetmek için? Ülkemizin değerleri var: Evet, toplumumuz, büyük çoğunluğu Müslüman olan insanlardan teşekkül etmiş durumda. Ama, öte yandan diğerleri diyebileceğimiz bu ülkenin fertlerini de gözetmek ve onların da hükümeti olduğunu göstermek durumundasın.

* * *

Pekâlâ, normalleşmeden kastedilen…

Toplumumuzun yekpare olması değil.

Hani bazen deriz ya, bir insanı “sevmiyorsan” bile “saygı” göstermek zorundasın diye…

İşte siyasal iradenin de bunu yapması gerekiyor.

Ben, siyasette riyakârlığı ve yapmacılığı sevmiyorum. Bugün, seçim meydanları bu şekilde ak ve kara şeklinde tezahür etmiş olabilir. Ama, sonra yine o meydanlarda birbirlerine verip veriştirenler, devletin önemli toplantılarında bir araya gelerek, basın mensuplarına dostluk pozlarını verebileceklerdir.

İşte o yüzden, siyasal ikbal ve hevesler adına toplumumuzu “ötekileştirmenin” ve “kutuplaştırmanın” bir anlamı yok!

Seçimler sonucunda başarılı olan ve sandıktan muzaffer olarak çıkan siyasal partiler, doğal olarak işbaşına geleceklerdir.

İş bundan sonra başlayacaktır. Anayasal ve yasal olarak görev yapması gereken siyasal irade, sadece kendine oy veren seçmen kesimine yaslanır veya onlara yönelik politikalar icraata koyarsa, bu beklenilen ve arzu duyulan bir siyasal davranış olmaz.

Bugün ülkemizin en büyük açmazı: Türkiye’nin normalleşerek, yönetilebilir bir ülke olmasıdır.

Onun için laiklik ilkesi önemlidir.

Bunun için hukuk devletine riayet göz ardı edilemez.

Astığım astık kestiğim kestik hareket tarzından vazgeçilmelidir.

* * *

Türkiye’nin ihtiyacı olan “kutuplaştırıcı” bir siyaset dili ve tavrından ziyade, toplumun tüm katmanlarına siyasal sistemin gerektirdiğinden ötürü “eşit mesafede” olunmasıdır.

Adalet ve Kalkınma Partisinin yapması gereken de budur. Yönetilebilir bir ülke için, tezelden diğer siyasi partilerle diyalog girişimlerinde bulunmalı, toplumun diğerleri diyebileceğimiz kesimini de kucaklamalıdır.

AK Partiyi esasında aydınların gözünde parlatan nokta, devletten halka yönelmesi idi. Yani, eskinin despot devlet uygulamalarının artık terk edildiği, vatandaşına daha “şefkatle” yaklaşan bir devlet tesis edilmesi idi. 

Erhan Salman
Ben, ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ, ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ mezunuyum... Kitap okur, köşe/kitap yazarım... Elimden geldiğince ilgi alanım doğrultusunda yazmak, en büyük tutkum ve hedefim. SEVGİYLE OKUYUN...
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Dünyada Hala Uygulanan En İlginç 15 Kanun

Dünyada Hala Uygulanan En İlginç 15 Kanun

Sonraki
“Durdurulamaz Bir Gidişin Güzel Yolcuları”

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.