Hepimiz aynı toplumun bir parçası gibi görünsek dahi her birimiz yaşayış tarzı, yaşadığımız coğrafya, karakter özellikleri, din, dil, ırk, cinsiyet ve birçok nedenle birbirimizden farklıyız. Nesnel doğrular dışında herkesin kendine göre doğruları vardır. Zaten hepimiz aynı olsaydık bu dünya çekilir miydi?
Her ne kadar birbirimizin farklılıkları iyi gibi gözükse de bir yerde çatışıyoruz. Bu durum bizi ırkçı, cinsiyetçi, partizan gibi birçok gruba dâhil olmamızı sağlıyor. Böylece birbirimize karşı toplumsal ayrışma, ötekileştirme, düşmanlaştırma gibi sonuçlar doğurarak nefret söylemi oluşturuyor.
Bu hemen hemen hayatımızın her yerinde karşımıza çıkıyor. Okulda, sokakta, medyada ve aklıma gelmeyen her yerde… Örneğin, TV’yi açtığımızda cinsiyetçi reklamlarla, haberlerde ırkçı söylemlerle karşımıza çıkıyor. Aslında her zaman karşılaştığımız şeyler. Ama gelin görün ki bunlar hayatımızda çok kolay yer edindi ve artık herkese meşru gelmeye başladı.
Gazeteleri ya da herhangi bir TV kanalını açtığınızda verilen fotoğraflarda dahi bu bariz ortada. Haber başlıklarında dahi içeriği okumadan bunu görebiliriz. Irkları, cinsiyetleri, dinleri küçümsercesine başlık atıldığını görüyoruz. Bütün bunlar nefret söylemleri oluşturuyor. Yayın politikası bunu gerektiriyor olabilir lakin insanları birbirlerinden nefret etmeye doğru götürüyor ve bir kaos ortamı yaratıyor. İnsanları artık düşüncelerinden dolayı yargılıyoruz ve onları toplum dışı ediyoruz. Nefret söyleminden dolayı insanların düşüncelerini rahat bir şekilde dile getiremediklerini korktuklarını ve boyun eğdiklerini görüyoruz.
Toplumu bırakın en küçük bir ailede bile farklı düşündüğümüz için bazen dışlanıyoruz. Sanki çoğunluk gibi düşünmek zorundaymışız gibi. Farklı bir bakış açısına kapalı bir toplumuz. Bu nedenledir ki dışlanmamak için çoğu insan her zaman susuyor ve kendini ifade edemiyor.
Peki, olması gereken nedir diye soracak olursanız herkes ayrı bir bireydir. Çocuk anne babasından dahi farklı düşünebilir. Onları yargılamak yerine anlamaya çalışın belki de onların düşüncesi sizinkinden doğrudur. Ya doğru değilse o zamanda kendi doğrularınızı karşı tarafa nedenleriyle birlikte ikna etme yöntemiyle kedinize çekebilirisiniz. Son olarak insanları düşüncelerinden dolayı sevginizi azaltmayın ve toplumdan dışlamayın. Çünkü herkes sizin gibi düşünmeyebilir ona da saygı duyun.