VEDANIN PEŞİNDEN:
Zor bir birliktelik/dostluktan çıktıysanız eğer, vedanın peşinden, bilirsiniz, hepsinden önce güzel ve bol gülmeli günler yaşanır, insan kendini iyi olduğuna inandırır. Bir takımdan atıldıysanız, eğlencenin dibine vurup, bir gün o barda, ertesi gün bu marina da sonraki günse şu sahilde geceyi sabah edip, sigara alkol fast food üçgeninde kaybolunca, aynadaki yansımanın gözünüzde buğulaşması kaçınılmaz bir gerçek. Sizi bitirdiğini düşündüğünüz şeylere, güçlüyüm imajı çizmeye çalışıyorsunuz. Bu bir yere kadar çokta mantıklı, zira kimse böyle orta çaplı bir felaketin ardından, bitik bir vaziyette olduğunun anlaşılmasını istemez.
Geceleriniz, kulüp günlerinin haricinde, çok vicdansız geçer, her gece hançeri yersiniz sol göğsünüzün üzerine, kan kaybı kaçınılmazdır, bembeyaz bir tene bürünür, vampir edasıyla volta atarsınız bir orada bir burada, canınız yana yana gülümsemeye, bir story daha paylaşmaya karar verip, yeni insanları, istemeye de olsa hayatınıza kazandırırsınız, yalnız kalmamak adına her yolu dener, yine de her gece yalnız uyurken bulursunuz kendinizi.
Vedaların ardından gelen en acımasız gerçek budur, bir veda çok sonradan anlaşılır, ilk zamanlar güzeldir, bunun cinsiyeti yok, ilk günler hep zordur ama iş haftaya aya döndüğünde inanın bana daha fazla gülmeye başlarken buluyorsunuz kendinizi. Bu aslında geriye dönüşün istenildiği, tekrar o günlere dönme duaları ve ricaları edildiği anlamına gelmez, aksine, o günlerin hiç yaşanmamış olmasını, kötü deneyiminizi hiç tatmamış olmayı diler, bir daha bir insana, kulübe, bir iş yerine nasıl güveneceğiniz konusunda kendinizi sorguya çekersiniz.
YENİ BİR YOL VE BU SEFER DAHA UZUN:
Futbola bir genci küstürmek çok kolaydır, tıkarsınız önünü ve kendini yalnızca halı sahalarda top peşinde koşarken bulur, hayalleri yarım kalır. Sevdiği insanla hayal kuran bir kalbi, sevgiden aşktan soğutmak da aynı kolaylıktadır. Önüne engeller, kusurlar, eksik parçalar koyup, gözünün önündeki pespembe dağların üzerini neon yeşili kalemle çizip, tabiri caizse bir çuval inciri berbat ederseniz, Romeoluk dünde kalır ve Kazanova devri açılır. Ardından o devir de aniden kapanıverir. Bu kez Mecnun olunmuştu, Leyla yerineyse Mecnun’un aşka dair inançları, umutları ölmüştür artık.
Bir daha eskisi gibi seveceği onun kaderinde yazılı da olsa o buna asla inanmak istemez, sevildiği her kalbeyse şüphe ile yaklaşır, bazen bazı insanlar çıkar karşısına, onlara kapılıp kendini kaybetmek, bu berbat dünyada yeniden küçücük bir çocuk gibi sevebilmek ister.
Yeterince isterse, bunu başarır başarmasına da yeni girdiği bu yol, eskisinden çok daha uzundur. O artık yaralı bir ceylan, gemisini terk ettikten sonra yeni bir filo kurmaya yeltenen bir kaptandır. Çok büyüktür yorgunluğu, hele ki kendi gibi her yeri kan içerisinde olan bir antilopla karşılaşırsa, işi çok daha zor bir hal alır çünkü bu hayatta empatiyi en yüksek düzeyde yapan insanların başında, keskin yaralar almış olanlar gelir. İzlediğim bir video da bir kadın, yalnızlığa kendini iten insanların sebeplerini anladığından bahsediyordu.
“Vaktinde çok yanmışlar, kimse su tutmamış, şimdiyse kül olmuşlar, yanmaya cesaretleri kalmamış”
Bu noktaya gelen, bu noktaya getirilen bir insanı tekrardan aşka, sevgiye, hatta sadece arkadaşlığa inandırmak bile o kadar zordur ki bu yolda birçok ceylan can verir. Yine de yeterince istedikten sonra…
NEFES ALDIĞIMIZ SÜRECE:
Yaralı biriyle benzer hisler içerisinde olduğumuz bir döngüde, karşılıklı hatalar yapılmış olsa bile, akılda kalıyorsa, unutulmuyorsa, içimizde, yüreğimizde yer ettiyse ve nefes aldığımız sürece zihnimiz işgal altındaysa, hala bir şansımız var demektir. Bir kalp, asla onu anmayan birini anmaz, iki taraftan biri muhakkak platoniktir diğerine, ismi kafada yankılanıyorsa.
Karşılıklı olur çoğu zaman duygular, ilk göz göze geliş her zaman özeldir, sevdiğin birini affederken ki sarılmanı veya ses tonunu unutamazsın, özeldir, zira işin içinde sevdiğin olduğu sürece, yapılan her eylem özeldir.
Ayrılıklar da sevdaya dahildir ki sevenler elbet bir gün tekrar kavuşur, deniz kabuğundan bahanelerle birbirlerinden haber almaya kalkarlar, bir yerden sonra sahiden anlar kaptanlar, yeni bir limanda yeni bir sevgili devri sona ermiştir, son limanlarınaysa beklenen gemi en sonunda gelmiştir.
İkinci bir şans, iki tarafta istediği lakin biri çekindiği sürece muhakkak vardır, insanı deliliğe iter bazı dostluklar, ilişkiler, ilişki olamayışlar, ihtimal perileri. Bilim adamlarının bile görmediği bir analizler silsilesi söz konusudur, kurulan her cümle en ince ayrıntısına kadar düşünülür, geceleri uyutmaz insanı bazı hisler, kalpteki sızılar, akıldaki insanlar.
En çok acıtansa en güzel yakışanların hiçbir araya gelmemesidir, tüm mürekkepler bu romanın yazılmamasına ağlar, şiirlerse imkansız ve olağanüstü aşıkların, kanayan yaralarıyla ettiği vedalardan doğar.