Saçmalama Fyodor, olur mu öyle şey? Yoksa sen de diğerleri gibi derdimi, sıkıntımı dinledikten sonra kalkıp gidecek misin?! her neyse Fyodor, devam edeyim. Beni bilirsin Fyodor acele işim olmaz, bir gün ona Dünya’da dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu göstereceğim. Anlamışsındır herhalde, özledim Fyodor, sadece özledim, dinlediği müziği, okuduğu kitabı, içtiği kahveyi, baktığı gökyüzünü özledim. Sadece özledim. Denk gelsek bir gün söylerdim “Ne kötü değil mi? Sen de boğulup içimde ölmem.” derdim. Anlamazdı herhalde, evet evet, kesin anlamazdı. Bir de durup bunu anlatmam gerekirdi, ne acınası. Şuan fark ettim de, ben hep anlatıyorum, açıklıyorum. İnsanlar mı salak? yoksa hiç kitap okumadıklarından her haltı tane tane açıklamam mı daha acı Fyodor? İnsan ne zaman öldü Fyodor biliyor musun? Derdini insanlara anlatamadığı için eline kağıt kalem aldığı gün öldü Fyodor. Anlatsa ne fayda, anlayan var mı, aranızda yaşayan var mı, sanmam. Yaşayan bir insan olsaydınız, acımı, acılarımızı duyar hissederdiniz. Siz canlısınız, sadece kendi canınızın yandığını hissediyor, Şerefsizliğe göz yumuyorsunuz!
Her neyse, dediğim gibi, “Ne kötü değil mi? Sen de boğulup içimde ölmem.” Nefes alamayız biz Fyodor, biz, biz insanız, galiba tek farkımız buydu.