Neden Tepki Veririz?

Temel bir şekilde düşününce tepki vermek bize karşı yapılan bir davranışa karşılık vermektir. Günümüzde bu karşılık pek olumlu anlaşılmamaktadır. Tepki vermenin günümüzde olumsuz bir anlamı vardır. Yine de tepkinin olumsuz olma gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Belki biz fark etmesek de bir çok konuda tepki vermekteyiz.

Yukarıda bahsettiğim gibi tepki vermek yapılan bir davranışa yani bir etkiye karşılık vermektir. Demek ki her zaman bir etki kuvveti vardır. Hayatta neler bize etki eder? Benim gözlemleyebildiğim kadarıyla hayatta her şey bize etki ediyor. Bizde bunların hepsine tepki veriyoruz. İş hayatımızda insanlarla aramızda olan ilişkiler, eğitimimize devam ediyorsak eğitim hayatımızdaki ilişkiler, duygusal bir ilişkimiz varsa o ilişkide yaşananlar, aile hayatımızdaki ilişkiler sürekli bize etki eden şeyler. Sanırım tüm bunları birleştiren ve daha genel bir pencereye sahip olan bir etki eden faktörse sosyal medya.

Hayatımızda tüm bu faktörlere karşı verdiğimiz tepkiler değişkendir. Kiminde olumlu, kiminde olumsuzdur. Sosyal medyadaki bir gönderiyi beğeniriz ve olumlu bir tepki vermiş oluruz. Yeni çıkan bir şarkıyı beğenmeyiz ve olumsuz bir tepki vermiş oluruz. Hatta bunlara yorum yaparız ve olumlu/olumsuz bir eleştiri yapmış oluruz. Peki tüm bu tepkileri sizce neden veriyoruz? Bunların hiç birine mecbur değiliz, tepkisiz kalabiliriz. Tepkisiz kaldığımız zaman da büyük bir şey kaybedeceğimize inanmıyorum. Bir caps’i beğenmediğimiz zaman bu konuda bir sorun olacağını düşünmüyorum. Kendimiz eğleniriz ve geçeriz. Beğenmek yorum yapmak zorunda değiliz. Peki neden yaparız?

Tepki veririz çünkü var olmak isteriz. Aslında verdiğimiz her tepki temelde bir var olma çabasıdır. Bir iz bırakmak isteriz. Tepki “Bende buradayım!” demenin en kolay yoludur. Bu ufak çaplı bir mirastır. Kimsenin önemsemediği bir miras. “Var olma çabasının en kolay yolu tepkiyse zor olan yol ne?” diye düşünebilirsiniz. Zor olan etkidir, etki edebilmektir. Tabi benim burada bahsettiğim günlük hayatta karşılaştığımız sıradan bir etki değil. İçinde üretkenlik barındıran etkidir. Bir çoğumuz beğendiğimiz bir caps’e gülerken “Nasıl düşünmüş ya? Neler buluyorlar?” demişizdir. Bu temel seviyede bir üretkenliktir. Bunu üreten kişide kendi üretkenliği ile var olma çabasındadır ki bu çaba daha uzun soluklu ve kalıcıdır.

Bir şeylere etki ederek ya da bir şeylere tepki vererek var olma çabasındayken neden kolay ve kalıcı olmayan yolu seçeriz? Neden bir şeyler üretmek değilde bir şeyleri tüketmek üzerine yaşarız? Bir çok sebep sayılabilir ama en başta kolay olmasının sayılması gerekir. Tüketmek, tepki vermek kolaydır ve daha az enerji harcarız. Bir şeyler öğrenmeye araştırmaya ya da kendimizi geliştirmeye gerek yoktur, basittir. İçten içe de neden önemli şeylere sahip olmadığımızı düşünürüz. Basit bir şekilde ve enerji harcamadan önemli şeyleri elde edemeyiz. Enerji kaybolmaz, sadece şekil ve tür değiştirir. Bir proje üzerinde aylarca çalışırsınız. Her şey doğru sonuçlandığında ürün elde edersiniz. Eğer ürün elde edemeyecek bir hata yaparsanız tecrübe elde edersiniz. Boş şeylere enerji harcanmadığı sürece enerjiniz boşa gitmez ve yok olmaz.

Bu yazı için enerji harcıyorum. Boş mu değil mu bundan da emin değilim. Asıl amacım ise bir enerji harcayarak ürün elde etmek. Kendi var olma çabamı iyi ya da kötü bir şeyler üreterek elde etmek. Ürünüm iyi olursa enerjimin karşılığını hemen almış olurum eğer ürünüm kötü olursa enerjimin tam karşılığını ileride almak üzere tecrübe elde etmiş olurum. Her iki durumda da üreten ve etki ederek var olmaya çalışan bir birey konumunda olurum. Ya siz hangi konumdasınız?

Furkan DİNÇEL
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum ve avukatım. Bu zamana kadar düşündüklerimi ve irdelediklerimi bir medya platformunda yazıya dökmedim. Popüler gündemi pek takip etmemekle birlikte bir şeyin arkasındakileri görmeye çalışmayı seviyorum.
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Numb
Sonraki
GRİP

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.