“Neden?”
Hoşa gitmeyen işlerde, boşa giden zamanlarla, yolunda gitmeyen hayatlar yaşıyoruz.
Minnak ışıltılı, heyecanlı, hayat dolu birer çocukken; büyüdükçe hayat enerjisini yitirmiş mutsuz bireylere dönüşüyoruz.
Bazen ölüyormuş gibi bir hisle boğulurken, hayatımız bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiyor ve o an sorguluyoruz;
“Neden?”
Çünkü;
Bazen ‘hiçbir yer’e gitmek istersin…
Orada hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeye bakmadan, hiçbir sorumluluk almadan, hiçbir zorunluluk olmadan yaşamak istersin.
Çünkü bazen, hiçbir şey yapmak istemezsin.
Şöyle dersin;
Biraz daha uyusam, saatlerce uyusam, hatta günlerce uyusam,
Sanki her şey düzelirmiş gibi…
Bir bardak daha çay içsem, demlik demlik demlesem,
Günlerce içime bergamot çeksem,
Sanki her şey düzelirmiş gibi…
Biraz daha gözyaşı döksem, saatlerce ağlasam,
günlerce haykırsam,
Sanki her şey düzelirmiş gibi…
‘Düzelir’ değil de, ‘miş’ gibi.
Sanki olurmuş gibi…
Sanki bir şeyler eksik…
Bi’ yarım yok gibi.
Kolum kanadım kırık belki…
Yaralıyım belli ki.
Ne tadı var bir şeylerin ne de tuzu,
Bazısının ise tuzu kuru.
Dolduruyorum da boşalıyor bi’ çabuktan,
Eksiliyor bir şeyler illaki.
Dibi delik dünyanın belki…
Tamiri yok belli ki.
Bir şeyler ters göremiyorum ama düz’ü bu belki de?
Altı üstü bilmem kaç kare hayatımız bu film şeridinde.
İşitemediğim bir ses,
Alamadığım bir nefes,
Ne idüğü belirsiz bir his var içimde…
Sanki ‘şey’ gibi…
‘Şey’ işte…
Hani olur ya öyle, öylesine…
Bir şey’miş’ gibi…
❤
Ayağın suya toprağa,
Elin yeşile,
Gözün maviye,
Gönlün sevene,
Hayat sevdiğine,
Ömrün can’ına değsin ‘güzel insan’
İklim’in Dora’n