Modern – Postmodern Eğitim Anlayışı ve Türk Eğitim Sistemi Eleştirisi

Modern Eğitim Anlayışı ve Türk Eğitim Sistemi Eleştirisi

Giriş

Dünya tarihinde eğitim incelendiğinde, endüstriyel devrim ve akabininde de gelen büyük çaplı değişimlerle birlikte eğitim anlayışı, daha önce olduğundan çok daha farklı bir noktaya evrilmiştir. Pozitivist bir anlayış benimsenmiş, eğitim ideolojilerin aktarımında kesin bir yol olarak benimsenmiştir. Öğretmenin rolü, kendisine verilen müfredatı işlemek ile daraltılmış, öğrenciler ise, tek bir kimliğin devamı olucak şekilde yetiştirilmeye başlanmıştır. Endüstriyel devrim ile de beraber yayılan aydınlanma ideali, eğitim sistemine yansıma konusunda başarısızlığa uğramıştır.

Modern Eğitim Anlayışında Okul Yönetimi ve Merkeziyetçilik

  Bireylerin değerleri ve beklentileri, modern eğitim anlayışıyla beraber yetki ve gücün okul yöneticileri elinde toplanmasıyla ihmal edildi. Okul yöneticisi, alt kademelerinde çalışanlara uyguladığı pozitif veya negatif baskı ile güç sınıflandırmasına sokuldu. Bu tarz modern eğitim sistemleri içerisindeki okul yönetimleri, öğrenci ve öğretmenlerin sosyolojik ve psikolojik durumlarını gözardı etti. Pozitivist bakış açısı, topluluk içerisinde birbirinden farklı insanların birbirinden farklı yaklaşımlarını analiz etmekte yetersiz kaldı.

Genel olarak okul yöneticileri, birlikte çalıştığı iş arkadaşlarının mesleki ve finansal açıdan doyumlarını önemsemek yerine kendisini bu göreve getiren siyasal iktidarı memnun edecek eğitim politikaları uygulamayı ilke edindi.

Modern eğitim anlayışıyla birlikte, nitelikten ziyade seri ve tek tip üretimi amaçlayan, bireysel çeşitliliğe, zenginliğe ve farklılığa imkan tanımayan, bunları birer tehdit unsuru olarak gören bir anlayış güç kazandı. Pozitivist bakış açısının sunduklarıyla; okullar, kurallarla işleyen, belirlenmiş programları uygulayan, hakim ideolojiye göre insan yetiştirmeyi hedefleye kurumlar olarak düşünülmüştür.

Modern Eğitim

Daha önce de tekrarlandığı üzere, modernist eğitim anlayışıyla birlikte sıkı kurallar türemiş, bireylerin menfaatleri ve faydalarının bu sıkı kurallar karşısında eriyip gitmesine zaman zaman göz yumulmuş, bürokratik anlayışa sahip okul yöneticisi, okul örgütleri ve çalışanları üzerinde uygulayabildiği güç üzerinden etkili sayılmıştır. Birçok insani unsur, kuralların yerinin sağlamlaştırılması veya herhangi bir sarsıntıda zarar görmemesi için harcanmaya değer bulunmuştur.

Özet olarak söylenebilir ki; modern okullarda yönetici, sahip olduğu gücü ve yetkiyi, bürokratik ve merkezi bir yaptırım aracına dönüştürmekte; yetkisini öğrenci ve öğretmenlerle paylaşmak yerine, bir örgüt olarak okulun merkezileşmesine hizmet edecek şekilde kurallara vurgu yaparak kullanmaktadır. Bu tipte bir modern eğitim, homojen bir seri üretimi esas alır.

Şimdiye kadar bahsi geçen ögelerin sorumluluğunun her bir okul yöneticisine aktarılması da kesinlikle haksızlık olur. Her okul yöneticisi merkeziyetçi anlayışın ilkelerine veya kendi güç ve yetkisinin paylaşımında bencilliğe yönelmektedir demek yanlış olacaktır. Fakat genel ilkelerde incelediğimizde, bu modern eğitim anlayışının okul yöneticilerini teşviki bu yöndedir, çoğunlukla okul yöneticilerinin tavrı da bu anlayışla bağdaşmaktadır.

Postmodern Eğitim

Modern eğitim anlayışının sorgulanmaya başlanması sonucu, alternatif seçenekler sunulabilmesini arttırmak sonucu içinde bulunduğumuz yüzyılda eğitim hakkında birçok yeni düşünce kendine yer edinmiştir. Pozitivizm sonrası bilimsel gelenek, bilginin değerine ilişkin birkaç soru meydana getirmiştir:

– Bilim, kesin ve değişmez midir, yoksa bireye göre mi anlam kazanmaktadır?

– Bilgi yüklenmeli mi, yoksa anlamayı ve eleştirel düşünceyi mi teşvik etmelidir?

– Gerekli bilgiyi mi yüklemeli, yoksa öğrenmeyi mi öğretmelidir?

– Sadece sayısal ve sözel zekâyı mı, yoksa kinestetik, ritmik ve benlik gelişimini de kapsamalı mıdır?

Postmodern eğitim anlayışı, modern eğitim anlayışının eğitimin önemini yansıtma konusunda oldukça yetersiz kaldığını düşünmektedir. Postmodern eğitim anlayışı, mevcut varolan statik bilgilerimiz üzerine yeni bilgi ve kavramları araştırmak suretiyle dinamikliğini korumaktadır. Ayrıca postmodernist anlayış, öğrencilerin kendi kültürleri dışında başka kültürleri de öğrenmesini sağlamaya çalışmaktadır. Bu anlayış ile beraber, öğrenciler arasında ırkçılık gibi dünyada ve özellikle eğitimde yeri olmayan unsurların kökten engellenmesini sağlamaya çalışmaktadır. Modern eğitim anlayışından sonra hüküm sürecek mutlak eğitim anlayışı, günümüz öğrencilerinin ne istediğini çok iyi analiz etmeli; onlara savaş açmak yerine onları anlamaya çalışmalıdır. Bu özellikleriyle postmodern eğitim, standart ve homojen eğitim anlayışını eleştirmekte, herkes için geçerli genel ilkeleri benimsemek yerine bireysel ihtiyaçlara, beklentilere ve değer sistemine hitap edebilicek esnek ve yorumsamacı bir anlayışı ön plana çıkarmaktadır. Bunlar ile beraber, özellikle günümüzde ülkemiz açısından milli değerler, örf, adet ve geleneklerin uygulanmasında ısrarcı olunmadan öğretilmesi, objektif bir bakış açısı anlamında yararlı olacaktır.

Postmodern eğitim anlayışının öne çıkardığı bazı unsurlar şu şekildedir:

– Duyguları, farklılıklara karşı duyarlı hale getirir.

– Tüm bilgilerin ulaşılabilir olduğu anlayışını vurgular.

– Bireysel özgürlüklerin ortaya çıkmasına zemin hazırlar.

– İçinde bulunulan şartlara göre eğitimin amaçlarının belirlenmesi ilkesini savunur.

– Bilginin bağımsız olduğu düşüncesini benimser.

– Birbirinden ayrı, değişken, zamana ve zemine göre farklılaşan değerlendirmeleri savunur.

– Durgun değildir, sürekli yeni kavram ve düşüncelerin türetilmesi esasına dayanır.

– Bireysel farklılıkların bir göstergesi olarak öznel gerçeklik anlayışıyla hareket eder, buna bağlı olarak nesnel ve objektif eğitim anlayışını eleştirir.

– Öğrenmenin, bilişsel ve duyuşsal yönünü ön plana çıkarır.

Yeni Okul Yönetimi

Özellikle gelişmiş ülkeler incelendiğinde, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren okullar çerçevesinde merkeziyetçi bir anlayıştan uzaklaşılmaya başlandığı görülmektedir. Bu tarz bir uzaklaşma ile birlikte yerel yönetimlerin, eğitim otoritelerinin, okulların ve velilerin yetkilerinin genişlediğinin görülmesi; okul sistemlerinin iyileştirilmesi ve yeniden yapılandırılması sürecinde geniş ölçekli bir katılımın sağlanması çabaları yoğun olarak gözlenmektedir.

Postmodern eğitim çağının okul yönetimlerindeki etkilerinden bir diğeri ise, okul müdürü gibi pozitivist sayılabilecek bir kavram yerine “liderlik” kavramını ortaya atıyor olmasıdır. Postmodern bir okulda okul hakkında kararlar tek bir birey tarafından merkezden gelen emirleri uygulamak biçiminde, minimal seviyede eğitimde görevli insanların yorumlarının alındığı bir anlayış bulunamamaktadır. Bu anlayışa göre okullar, kendi kararlarını liderleri eşliğinde, liderden aldıkları motivasyonlar ve çeşitli “liderlik” kavramının yükümlülüklerinin sağlanmasıyla verir. Bu lider, tek bir doğrudan kaçınır, doğru bildiğini direkt uygulamaya sokamaz.

Sonuç

Pozitivist paradigmanın insanlar ve örgütlere deneysel olarak yaklaşan modern eğitim anlayışına yapılan kötüleyici eleştiriler varlığını korumaktadır. Bunun aksine postmodern eğitim anlayışı incelendiğinde ise, büyük ölçüde dönüşümlere yol açıp günümüz dünyasında çeşitli halklara bambaşka bir vizyon katacaktır. Doğası gereği farklılığa ve çoğulluğa karşı olan modern eğitim kurumlarında bilgi, yönetim, otorite, yöntem ve program merkeziyetçi mantığın bir ürünüdür. Yıllarca modern eğitim anlayışı ve önceki anlayışların etkisinde kalan eğitim, insanları anlamaktan çok uzak kalmıştır. İnsanların duygularına verilen öneme modern eğitim anlayışında pek rastlanılmamaktadır. Bu anlayış ile birlikte insanlar, tek tip öğrenciler olarak yetiştirilmiş, sadece pozitivist ve rasyonalist düşüncenin etkisinde mahsur kalmışlardır.

Postmodern eğitim anlayışında şu unsurların ön plana çıktığı söylenebilir:

– Kültürel ve bireysel farklılıklar, istikrarı ve statükoyu tehdit edici unsurlar değildir, aksine, zenginlik olarak değerlendirilmektedir.

– Göreceli olarak zamana ve zemine göre değişen, esnek eğitim ve yönetim anlayışı benimsenmelidir.

– Lider ve izleyiciler veya yöneten ve yönetilenler arasında çift yönlü, doğal ve içten bir iletişim ortamı egemen olmalıdır.

Hayatın anlamı ve insan davranışlarının temelinde yatan değerlerin anlaşılması, örgüt içerisindeki insanın anlaşılmasında hayati öneme sahiptir.

– Öznel değerlendirmelerin, bireysel yorumların ve niteliğin ön plana çıktığı; nicelik, nesnellik ve mutlak doğru anlayışının şüpheyle karşılandığı bir anlayış egemendir.

– Modern dönemde ekonomiye hizmet eden okullaşma fikrine karşı postmodern dönemde, bireysel doyuma ulaşmayı hedefleyen bir eğitim düşüncesi savunulmaktadır.

– Bilgi aktaran öğretmen yerine, bilgiye ulaşma yolları üzerine bakış açısı kazandırmayı hedefleyen öğretmen modeli; yetkilerin toplandığı okul yönetici yerine, yetkilerin paylaşıldığı bir liderlik modeli önem kazanmaktadır.

– ‘Öteki’ önyargısının olmadığı, çok kültürlülüğün benimsendiği, yerel değerlerin önemsendiği bir eğitim ortamı oluşturulabilir.

– İstikrarın devamı ve statükonun korunması düşüncesi yerine, değişime yol açabilecek kaotik ve çalkantılı ortamları yönetmeye aday, vizyon sahibi eğitim liderleri olmalıdır.

– Örgütsel hedeflerin gerçekleştirilmesi ve üretimin arttırılması için rasyonel kararlar almak yerine, örgüt içindeki bireylerin duygu, düşünce ve hislerine önem vermek suretiyle hedefler belirleyen bir yönetim anlayışına doğru eğilim gözlenmektedir.

Anahtar kelimeler; eğitim, eğitim bilimleri, eğitim nedir, eğitim öğretim, eğitim sistemi nedir

KAYNAK

http://kuey.net/index.php/kuey/article/view/326/151

Bi\'Yorum
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Ofis Kavramı Eve Taşındı
Sonraki
Dijital Vatandaşlık

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.