Kölelik ifadesi kulaklarımıza dolduğunda aklımıza düşen ilk cümle ‘‘Kölelik artık dünya genelinde yasaklandı, bu yüzyılda kimse köle olamaz’’ oluveriyor. Evet, tarihten bildiğimiz kölelik yasaklandı ama onun yerini ise bambaşka bir kölelik biçimi aldı: Modern Kölelik
Bahsedeceğimiz modern kölelik ifadesi bilinen köleliğin çok ötesinde bir vahşeti perdeliyor aslında. Parıltılı ışıklar, spotlar, teknolojik zımbırtılar, güzel sözler ve pahalı hayatlarla süslenen modern dünyanın altında sıkışıp kalmış bir kölelikten bahsediyoruz. Modern dünya ne kadar parıldıyorsa o kadar altında köleler biriktiriyor ve dünya bunu duymasına rağmen bir hurafe muamelesinden öteye geçirmiyor.
Seve Seve Köle Olunuyor
Bu konuyla ilgili belki de en gerçekçi ifadeyi genç iş insanı Emre Yılmaz yazdığı kitabında dile getirmiştir. Kitabında “Ne garip eskiden insanları zorla köle yapardık. Şimdi seve seve geliyorlar. Kapitalizmin en göz kamaştırıcı başarısı budur” ifadelerini kullanmıştır.
Bu modern kölelik sistemi kapitalizmle birlikte kurulmaya başlamıştır ve düzenin bütün sınırları kapitalizm ideolojisi tarafından çizilmiştir. Bilindiği ama göz ardı edildiği üzere, bu sistemin piyonlarını en yoksul ülkelerin işçi sınıfı temsil ediyor. Globalleşen dünyanın en büyük problemlerinden ve açığa çıkartılmak istenmeyen kurgularındandır. Bu kurgu, az gelirli olan kesimi sömürmek ve üst gelirli kesimi ise rahat ettirmek üzerinedir. Gelire ihtiyacı olan ve ekonomik olarak zor durumdaki insanların, o kötü durumlarından faydalanarak büyüyen bir oluşumdur.
Modern kölelik tabir olarak tehdit, zorlama, aşağılama hatta şiddet boyutunda istismar gören kişilerin duruma karşı koyamadığı ve hatta mevcut durumlarını terk edemediği koşulları tanıtmak için kullanılır. Günümüzde bu tanımlamaya uyan madencilik, hazır giyim, tarım ve balıkçılık gibi alanlarda modern kölelikle karşılaşıyoruz. Peki, sizce sadece buralarda mı modern kölelik var?
Biz De Kapitalizmin Modern Köleleriyiz
‘’Ben de mi?’’ diye soruduğunuzu duyar gibiyim. Evet, siz de ve evet, ben de bu sistemde bir modern köleyiz. Peki, bu nasıl mı gerçekleşti? Dünya’nın bizce uzak köşelerinde hazır giyim sektörü için öleceğini bile bile çalışan o milyonlarca erkek, kadın ve çocuk dediğimiz mazlum modern köleler, neden bu cehennemi yaşıyor biliyor musunuz? Biz parıltılı modern hayatın büyüsüne kapılmış tüketici modern köleler istediği markanın yeni sezon ürününü alabilelim diye tabi ki!
Bizler alışveriş merkezlerine girip o çok bilinen markaların pahalı pahalı ürünlerini alırken aslında o ölmek üzere olan çocuğun saati 1 doların altında kazanıp ürettiği kazağı, tişörtü satın alıyoruz. O piramittin altında ezilen bir modern köle olabilir. Biz ise parıltılı ışıklar altında yaşayan ve derin uykuda olan modern köleleriz. Daha iyi görünmek için, daha güzel telefonlar kullanmak için, daha güzel ve süslü arabalara bine bilmek için o piramitte ezilen modern köleleri görmezken, bunun hakkında bütün düşünme yetimizi başka birilerine uyuşturulma karşılığında verirken modern köle olmuyor muyuz?
Biz bunun farkında olmayalım diye sosyal medya uygulamalarıyla, saçma sapan dayatılan güzellik algısıyla ve tabi ki hiç bitmeyen dizi sektörüyle aynı şeyleri yapan bir köle zinciri oluşturmuşken tabi ki, sırf biz bu uyuşmayı yaşayalım diye Asya kıtasının güneydoğusunda ve uzak doğuda 30 yaşını göremeden fabrikalarda ölen insanları düşünmüyoruz. Hatta ve hatta haklarında en ufak bir fikrimiz bile yok.
Fikir sahibi olmanız için bir öneri: The True Cost
Modern Köleliği Nasıl Bitiririz?
Bu kadar söylendikten sonra kendi şahsi çözüm yollarımı da dile getirmem icap ediyor elbet. Ben bir uzman değilim ama 23 yaşında bir genç kız olarak beni giydirmek için ölen birinin varlığını istemediğim için hazır giyim mağazalarından kıyafet almıyorum. Telefonum bozulmadıkça asla telefon almıyor ve telefonun yapım yerine mutlaka bakıyorum.
Bu yazından sonra sizden tek bir ricam olacak bizden önceki yılların köleleri zincirlerini kırdı ve mücadele etti, modern köleliğimiz için bence artık bize de sıra gelmiştir.
Önerilen İçerik: Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları: Kapitalizm’e Hoş Geldiniz