Osmanlı’ nın ilk modern sarayı olan Dolmabahçe Sarayı , Sultan Abdülmecid ‘ in isteği üzerine mimar Balyan kardeşlere yaptırıldı . 1843’te tamamlansa da o tarihte devam eden Kırım Savaşı sebebiyle ancak 3 yıl sonra açılabildi . Osmanlı mimari kültürüne uygun ama Avrupa sitilinde inşa edilen yapıda , pek çok teknolojide ilk kez kullanıldı . Süslemelerinde hiç bir masraftan kaçınılmayan sarayın her odası, hatta her köşesi ayrı göz alıcı. Ama tabi ki en güzeli, sadece 2.000m2’yi aşan alanı ve yüksekliği 36 m’yi bulan kubbesiyle değil, her detayı ayrı bir işçilikle bezenmiş olan Muayde Salonu.
Bayramlaşma anlamına gelen ismiyle Muayde Salonu sadece törenler için kullanılıyordu. Törenler için Topkapı Sarayı’nda getirilen altın taht , 4,5 tonluk kristal avize ve yaldız işçiliğinin en başarılı örnekleri ile her göreni büyülemesi çok da anormal değildi. Yalnız salonu çevreleyen 56 sütunun bir sırrı var. Kaideler üzerinde yükselen ve salonun görkeminin en büyük kaynağı olan bu sütunlar, dokunduğunuzda hissettiğiniz ya da inceleyince gördüğünüz gibi mermer değil. İnşası sırasında, plandaki mermer sütunların denizin doldurmasıyla oluşturulmuş zemine ağır geleceğini ve sarayın yıkılmasına sebep olacağını ön gören Baylan Kardeşler, planda biraz değişikliğe gitti. Meşe ağacından yapılan taşıyıcılar kireç külleri ve başka karışımlar ile sıvanıp incelikle boyanarak mermer görünümü, hatta dokusu elde edildi. Ayrıca, salonun görüntüsünü kaloriferle bozmak istemeyen mimarlar, bodrumdaki ısıtma tesislerinde elde edilen sıcak havayı aynı sütunlarının kaidelerine yerleştiren ızgaralardan içeriye vererek bu sorunu da çözdü.