Bugün Meral Akşener grup toplantısında konuştu.
Meral Akşener: İstanbul Sözleşmesi yaşatır, feda etmenize izin vermeyeceğiz..
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek yerine sözleşmenin maddelerini hakkıyla uygulamaya çağırıyorum” dedi.Akşener, partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasında gündemdeki konuları değerlendirdi.Kadına karşı ve aile içi şiddetle mücadele için hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilebileceği yönündeki tartışmalara da değinen Akşener, anlaşmayı destekleyenlerin sloganı haline gelen “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sözlerini tekrarladı.”Sözleşmeyi feda etmenize izin vermeyeceğiz” diyen İYİ Parti Genel Başkanı şunları söyledi: “Çıkıp diyeceğiz ki tek bir kadın gözyaşı döküyorsa o düzeni yıkar yenisini kurarız. Bunu sağlamak için çok fazla şeye ihtiyaç yok. Yasaları hakkıyla uygulamak yeter. Bu bir zihniyet meselesidir. Nefreti, düşmanlığı bırakıp milletimizin her bir ferdini sevmek gerekir. Sayın Erdoğan’ı bir kez daha yaptığı ender iyi işlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek yerine sözleşmenin maddelerini hakkıyla uygulamaya çağırıyorum. Bir avuç ahlaksızın hayallerini gerçekleştirmek adına kadınlarımızı mağdur etmenize izin vermeyeceğiz. Bir avuç özgüvensizin egolarını eylemek uğruna İstanbul Sözleşmesi’ni feda etmenize izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır.”
AKP’ye eleştirilerde bulunan Akşener, “Bir avuç ahlaksızın hayallerini gerçekleştirmek adına kadınlarımızı mağdur etmenize izin vermeyeceğiz. Bir avuç özgüvensizin egolarını eylemek uğruna İstanbul Sözleşmesi’ni feda etmenize izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dedi.
Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:
“Çıkıp diyeceğiz ki tek bir kadın gözyaşı döküyorsa o düzeni yıkar yenisini kurarız. Bunu sağlamak için çok fazla şeye ihtiyaç yok. Yasaları hakkıyla uygulamak yeter. Bu bir zihniyet meselesidir. Nefreti, düşmanlığı bırakıp milletimizin her bir ferdini sevmek gerekir. Sayın Erdoğan’ı bir kez daha yaptığı ender iyi işlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek yerine sözleşmenin maddelerini hakkıyla uygulamaya çağırıyorum. Bir avuç ahlaksızın hayallerini gerçekleştirmek adına kadınlarımızı mağdur etmenize izin vermeyeceğiz. Bir avuç özgüvensizin egolarını eylemek uğruna İstanbul Sözleşmesi’ni feda etmenize izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır.”
14 günlük karantina bitti
“Biliyorsunuz 14 gün boyunca Ankara’da karantinadaydım. Herhangi bir sorun olmadan karantinayı tamamladık. Korona’ya yakalanan koruma polisim de sağlığına kavuştu. Vatandaşımızdan istediğimiz hassasiyeti aynı şekilde uygulamak bizim içinde sorumluluk. Bugün ilk defa evin kapısından çıktım”
“Ayasofya’yı ziyaret edeceğim”
Ayasofya’da olmayı, Ayasofya’da ibadet etmeyi, dualar etmeyi ben de istedim. Ancak maalesef olmadı. İnşallah ilk fırsatta ziyaret edeceğim.
Erbaş’a tepkisi:İlk günden itibaren hep dedik ki, ‘Ayasofya’yı ibadete açın, ama siyasete kapatın.’ Ama iktidar, Allah’ın evine siyaset sokma hastalığından bir türlü kurtulamadı. Ortak değerlerimizi suistimal etmekten geri kalmadı. Karar sürecinde gösterdikleri riyakarlığı, açılış programındaki sözleriyle bambaşka bir boyuta taşıdılar. Güzel Ayasofya’nın, o güzel gününde, hepimiz şu cümleleri bekledik; ‘Selam olsun Anadolu’nun kapılarını açan Alparslan’a, selam olsun İstanbul’u fetheden Fatih’e, selam olsun, İstanbul’a ve Ayasofya’ya istiklalini yeniden kazandıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e…’ Söylenmesi gereken buydu. Ecdadımıza ve tarihimize saygının gereği buydu. Devlet insanlığına, cumhurun başkanlığına yakışan buydu. Ama bu bile efendilere zor geldi. Bırakın saygıyla selamlamayı, saygısızlık etmekte hiçbir beis görmediler. Böylesine güzel bir günde bile düşmanlık etmekten utanmadılar. Türk tarihine, hakkıyla sahip çıkmak bir şereftir. İstiklal mücadelemizin önderi Gazi Mustafa Kemal’i anmak, bir şereftir. Sizler bu şerefle yaşamamayı tercih edebilirsiniz. Bu sizin sorununuz. Rahmetli Elçibey’in dediği gibi; ‘Allah’ın bahşettiği şerefi istemeyene, biz zorla şeref verecek değiliz.’ Ama unutmayın ki; bağımsızlığı sağlamak için ödenmiş bedeller var. O bedeli tereddütsüz göze alıp, toprağa düşenlere, saygı göstermek zorundasınız. Bu bir lütuf değil hem dinimizin hem de töremizin gereğidir. Allah-Muhammed aşkına, Muhammed-Ali aşkına; Atatürk’le alıp veremediğiniz nedir? Vatanı işgale yeltenen Yunanlılar, Fransızlar, İngilizler, Mustafa Kemal’e düşman olsa anlarım. Ama siz neden düşmansınız? Buradan iktidardakilere sesleniyorum; Diyanet İşleri Başkanlığı bizim için kıymetli bir makamdır. Ama şunu söylemeden de geçemem; siz utanmadan Ayasofya’yı düşmandan kurtaran ecdada saygısızlık ederken, 16 Türk adasında Yunan bayrakları, dalgalanmaya devam ediyor. Onlar şanlı bayrağımızı ateşe vererek milli onurumuza hakaret ediyor, ama siz hala Mustafa Kemal’le uğraşıyorsunuz. Yazıklar olsun.