Film Adı🎞Metropolis 1927
IMDB✅8.3
Yönetmen🎬Fritz Lang
Oyuncular💃Brigitte Helm 🕺Gustav Fröhlich 🕺Alfred Abel
Ödülleri: 0
Neredeyse 100 yıl öncesine dayanan bir film. Filmde oynayan kişi sayısı ise dudak uçuklatan cinsten, tamı tamına 5000 kişi. Otoriter, obsesif ve baskıcı yönetmen olan Frtiz Lang o kadar sert bir şekilde yönetmiş ki film de asıl oyuncu sayısı 10.000 kişi iken, her bir figüranla tek tek ilgilenen Lang, 5000 kişinin filmden kaçmasına yol açmış.
Filmin asıl konusu ise 2 farklı dünya’da geçiyor. Bu iki dünyanın yaşam şekilleri ise burjuvai-Halk ilişkisine benzer şekilde sürüyor. Fabrika sahibi bir adam ve onun oğlunun bir nevi ideoloji kapışması edasında geçen film, halen daha kendi türünde ve yılından itibaren hiçbir rakip tanımaksızın dünyanın en iyi filmleri listesinde yerini koruyor.
Filmin en dikkat çeken arka plan durumu ise, maliyeti. Film 1927 yılında 7 milyon alman mark parasına çekiliyor. Bu paranın şu anki değeri tamı tamına 250 Milyon Dolar. Yani sizin anlayacağınız günümüzden 100 yıl öncesinde sinemaya verilen devasa yatırımın ve önemini çok iyi anlatan bir film, metropolis.
Filmimizin baş kahramanı, Gustav Fröhlich. Fabrikalar sahibi bir babanın oğludur kendisi. Birgün cennet bahçeleri olarak ifade edilen yerde gezintiye çıkmış iken, Giriş kısmında işçilerin çocuklarıyla birlikte beliren bir kadın, öğretmen. Kadını gören karakterimiz freder, kadına aşık olur ve peşinden gider. Kadın ise oraya bilerek gemiştir, çünkü elde etmek istediği bir amacı vardır. Fakat merak etmeyin kötü bir amaç değil. Tek istediği günde 16 saat çalışan işçilerin, çocuklarıyla geçirecekleri zamanı arttırmak.
Maria’nın peşinden koşan freder, kolundan tutar ve burada ne işi olduğunu neden geldiğini sorar. Derdini anlatan maria üzüntüsü dile getirir ve freder’den yardım ister. Freder kör kütük aşık olduğu maria için ilk iş babasıyla konuşmaktır. Fakat sert ve ariktokrat olan baba, bu öneriye karşı çıkar. Çünkü çalışma saatleri azalırsa kazanacağı para da azalacaktır. Lakin bu işin ucunu bırakmayan freder, tüm yolları denemektedir. Her gün babasıyla, babasının yardımcılarıyla konuşur, işçilere yardım eder hatta belli bir zaman hiç durmadan kendi fabrikasında işçi konumunda çok ağır işlerde çalışır.
Oğlunun durmayacağını anlayan baba, yanında bulunan mühendisten yardım ister ve oğlunu oyalayacak ve o kızın birebir aynısı olacak bir robotunu yapmasını ister. Ve bu arada filmlerde kullanılan ilk robotlu film de, Metropolistir. Bu emire karşılık işe koyulan mühendis robotu yapar, yapar yapmasına da yaptıktan sonra kontrol mekanizmasını unutur. Kontrol mekanizması olmadığından bu robot bir anda çığrından çıkarak işçilerin olduğu yere gider ve onları örgütler.
Bu örgütlenme sonrası işçiler isyan eder ve fabrikayı yağmalarlar, dağıtırlar ve iş o kadar çığrından çıkar ki, sel ve yangınlar baş gösterir. Bir bölümde sıkışan işçileri kurtarmaya yine baş kahramanımız freder gelir, ayrıca şöyle bir durum da vardır. Oğlunun sevdiği kadını göremesin diye babası onu bir yere kapatır. İlk önce maria’yı sonrada işçileri kurtaran freder, babasını öldürtür ve fabrikanın başına geçer. Artık freder baştadır ve işçiler günde yalnızca 8 saat çalışmaya başlar, ailesine ve kendi hayatlarına da odaklanmaya başlayan işçiler daha bi mutlu işe gelir ve bu sayede iyi bir işçilik’de olmaya başladığından ötürü, yapılan işler ve kazançlar artar.
Neredeyse 100 yıl önceki bir filmi izledik. Ben bu filmi yaklaşık 1 ay önce izledim ve hayran oldum. 2.5 saati aşkın bir film olmasın karşın, film dünyasının ilklerini barındırması açısından çok önemli bir yere sahiptir. Bugün de bir film incelememizin daha sonuna geldik, bir sonraki filmde görüşmek üzere hoşçakalın 🙂