METAFİZİKLE TANIŞMAM ve değişimimin son evrelerine yaklaşmak

Fotoğraf sahibi: eberhard grossgasteiger (@eberhard grossgasteiger on Pexels)

Şimdi bakın dostlar baştan söyleyim sonra zırvalıyo bu çar demeyin. Ben metafiziğe, spiritüelliğe ve parapsikolojiye inanırım. Siz inanmıyorsanız çıkın ya da oturun okuyun eğlencesine size kalmış
 

Şimdi başlayabiliriz bence. Metafizik falan diye yukarda bahsettiğim şeyleri bilen bilir, bilmeyen çok takmasın fazla açmayacağım bu konuları. Sadece beni neyin değiştirdiğini görmeniz açısından söyledim. 

Geçen yazının özetini geçmek gerekirse gitarın ve en mükemmel ilişkimin bana kattıklarını konuşmuştuk ve birinci evre olarak da isim vermiştik. Şimdi ise ikinci -büyük bir belirsizlikle- son evremi yazıp kapatıcam bu seriyi.

Ne demiştim? Değişim demiştim değil mi? Evet, geçen yazıda ben kimim sorusuna hafiften cevap buldum ancak şöyle bir durum vardı ki -en aciz durumum- ben insanlara fazla bağlıydım. Yani kendim gidip de bişey yapmazdım, yanımda biri olmayınca kötü hissederdim, kendimi istemezdim. Bu durum beni dibe çekermiş ancak fark etmezmişim. Kendime gelen eleştirileri falan da terslerdim he öyle kendime bişey katar mıyım falan yok. Dümdüz dinlemezdim. Hani anaların o evlatlarını Albert Eistein sanışı var ya… Heh işte benim zihniyet de öyleydi. Sonracığıma efendim ne vardı? Ha bak en önemli maddelerden biri: cesaret ve aptallık arasındaki ince çizgi… Evet dostlar bana gelen bi özgüven vardı ya hani… Onu ben sınırlayamadım ve çoğu zaman aptallığa kaçtı. Neler yaptığımı burada anlatmayacağım sonra anlatırım ve hep birlikte güleriz.  

Yukarıdaki paragrafta nasıl pürüzlerim olduğunu genel olarak anladıysanız ne âlâ… Şimdi gelgelelim nasıl pürüzlerden kurtuldum. Geçen yazıda da bahsettiğimiz güzeller güzeli kızımız burda da başrolü üstleniyor. (Çoğu kişinin ismini vermeyeceğim çünkü gizli kalması daha iyi benim ve onların açısından) Bakalım napmış bu kızımız…
 

Tarih muhtemelen – ay olarak- temmuz ya da haziranın sonu. Gece oturmuş konuşuyoruz ki sordu bana “Metafiziğe inanır mısın?”. Dedim ki elbette. Bizden farklı varlıkların olmadığını düşünmek bana saçma geliyor bana. Orada derin, biraz da feksefî bir sohbet döndü ki bu kadar kaliteli sohbet etmemiştim daha önce kimseyle. Bir kaç gün – ay bile olabilir hatırlamıyorum. Eğer öyleyse ay da mayıs falandı- ara ara spiritüellikten ve metafizikten konuştuk. Hoşuma gidiyordu ama anlamlandıramıyordum. Çünkü 1 sene boyu konuşmamışız böyle şeyler neden şimdi konuşuyoruz? Gel zaman git zaman böyle konuştuk ettik ve bir gün yine konuşurken metafiziksel olarak eğitim aldığını söyledi. Ben anlam veremedim ama üstüne de çok düşmedim. Sohbetlerde eğitimin zorluklarından falan bahsederdi bazen ben yine takmazdım fazla. Neyse başka bir gün bana discord sunucusu attı bir tane. Adı ise şeydi: şaka şaka vermem ad. Dedi ki seni de eğitime kabul edebilirler. Sordum neler olacak, bunlar kim, ne işe yarayacak? Kısaca anlattı ve aklıma yattı. Ben de girdim.

Gelelim siz okurların merakını gidermeye: iyi hoş güzel de bu kız nasıl buldu? Anlatayım hemen. Yine discordda herkese açık bir sunucuda sohbet ederken konu spiritüellikten açılmış ve bana attığı sunucudan birisiyle arkadaş olmuş ve x’e girmiş. (x burada temsili olarak benim girdiğim sunucudur boşa aramayın)

Kaldığımız yerden devam edelim. Sunucuda bir iki gün takıldıktan sonra asıl bilgi sahibine bana eğitim verip veremeyeceğini sordum ve verebileceğini söyledi. Eğitimin detaylarından, şuanki mevcut durumumdan bahsetmeyeceğim. Genel olarak mevzuya hakimsek benim gelişimime bağlayabiliriz sonucu. 

Öncelikle ustam doğruları çatır çatır söyleyen ve doğal karşılarsınız ki olgun birisidir. Sohbetlerimizde yarı sert yarı dostâne üslubuyla bana eksiklerimi söylerdi. Bu eleştirilere açık olmamı sağlayan bir durum oldu. Kendimi tekrar sorguladım ve pürüzlerimi kabul edip düzeltmeye çalıştım ama içten içe hala yediremiyor, düzeltmeye uğraşıyor gibi görünüyordum ve özünde olduğum yerde sayıyordum ama kendimi kabul etmem gelecek aşamaları kolaylaştırdı.

Elde var bir. Gelelim ikiye. Egom ve insanlara bağlılığım… Egom görünürde fazla yoktu ama ufaktan vardı. Ustamın da s… çarkını egoysa âlâsı var bende tavrı açıktan olmasa da hafiften hafiften beni dürtmesi bu egoyu azaltmama sebep oldu. İnsanlara bağlılığım konusunda da bazen benimle konuşur bazen de -egomun da etkisiyle- insanlardan uzaklaşmamı sağlardı zorla. E ne güzel bitmiş işte her şey demeyin çünkü ben kabul ediyor ancak aynı tas aynı hamam devam ediyordum. 
 

Peki abicim sen nasıl düzeldin de burda bize ahkâm kesiyorsun derseniz oraya geliyordum ben de. Benim düzelmem kendimin farkına varmam ve sevdiğim kızın gidişiyle inzivaya çekilmemle oldu. Onun acısını yaşarken pürüzlerimi daha da fark ediyor, ne olduğunu tamamen görüyordum ancak hala tık yok. Onun da sebebi yas ilan etmem. 1 hafta sonra kendime az da olsa gelmiş “KİMİM BEN ULEEEĞYN!!??” diye hayata yakarışlarda bulunuyordum. Bu sürwçte metafizikle ilgilenen birkaç kişiyle daha tanıştım ve kendimi fark ettim. İnzivaya daha sık çekilmeye ve kendime zaman vermeyi sıklaştırmaya başladım ki bu nokta da değiştim tamamen. Eski ben yoktum. O çocuksu, insanlara bağlı, aciz bir insan olmaktan çıkmıştım. Şu anki halimi aldım. Güçlendim…

Evet dostlar kendi gelişimimin şu anki son basamağıyla beni az buçuk tanır oldunuz. Sonraki yazımda ne yazarım bilmiyorum ama o zamana kadar kendinize iyi bakın, inzivaya çekilin.

Simia.
Kendi kişisel günlüğüm, denemelerim ve bilgi paylaşım kanalım. Size ilham olsun isterim
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Önceki
Kevser Hanımın Yağsız Mısır Patlatma Tarifi
kevser hanımın yağsız mısır tarifi

Kevser Hanımın Yağsız Mısır Patlatma Tarifi

Sonraki
Scream bir korku klasiği

İlginizi Çekebilir

kooplog'dan en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerez (cookie) kullanıyoruz.