İstanbul, Avrupa’nın en kirli havaya sahip şehirlerinden biri olarak biliniyor. Bu nedenle her geçen gün alerji gibi solunumla alakalı hastalıklara yakalananların sayısı da artıyor. Örneğin benim de aylarca süren öksürük nöbetlerimin nedenini doktorum hava kirliliği olarak açıklamıştı. Karbondioksit oranı ve daha nice zararlı gazların artışı nedeniyle soluduğum havaya karşı alerjim çıktı. Hava kirliliğinin arttığı kış aylarında hayatımı zehir eden bir mesele bu.
İnsanın domatese alerjisi varsa domates yemez ve hayatına mutlu mesut devam edebilir mesela. Ama soluduğun hava seni hasta ediyorsa yapacağın hiçbir şey yoktur çünkü bir fanusta havasız yaşayamayız. Herkesçe basit gibi görünen alerjinin hayatımı nasıl zorlaştırdığını, beni nasıl uykusuz ve yorgun bıraktığını yaşayarak öğrendim. Ama hava kirliliği alerjiden de kötü rahatsızlıklara neden oluyor. Doktorlar, uzmanlar bangır bangır hava kirliliği hakkında uyarılarda bulunurken geçtiğimiz günlerde devletin skandal bir olaya imza attığı ortaya çıkmıştı. Termik santrallerin yakınında yaşayan vatandaşların gündeme getirmesiyle elektrik üretimi için yapılan termik santrallerin yaklaşık 15 tanesinde baca filtresinin değiştirilmediği ya da takılmadığı anlaşılmıştı.
Olay sonrasında TBMM’ye getirilen bir kanun teklifi tartışmaları daha da alevlendirmişti. Teklife göre, Türkiye’nin birçok bölgesine yayılmış durumdaki 15 termik santralin bacalarında kullanılması gereken filtrelerin takılmasının 2,5 yıl daha ertelenmesi ön görülüyordu. Afşin-Elbistan, Soma, Çan, Yatağan, Çatalağzı gibi Türkiye’deki farklı noktalara yayılan termik santraller kurulduklarından bu yana zehir saçtıkları yetmemiş gibi 2,5 yıl daha insanlarımızı zehirlemeye devam edecek. Çünkü 15 termik santralin baca filtrelerinin takılmasını 2,5 yıl daha erteleyen kanun teklifi mecliste kabul edildi.
Bölge halkı tepkilerini, şikayetlerini kendilerinin sözcüsü olarak seçtikleri “milletin vekillerine” söyledikleri halde milletvekillerinin kulaklarını tıkaması çok büyük ayıp. O insanlar yıllardır zaten zehir soluyor kim bilir kaç kişi kansere yakalandı ya da farklı solunum yolu hastalıklarından muzdarip oldu. Kendileri zehir solumak isterler mi peki? Meclisin havası Türkiye’nin en kaliteli havasıdır eminim ki. Herkes biraz vicdan muhasebesi yapsa her şey gerektiği gibi olacaktır. En kısa zamanda bu yanlıştan dönülmeli.