Özlemle beklenen mağfiret ayına –ramazana- kavuşmanın mutluluğu içerisindeyiz. Ramazanın birleştirici sofralarının etrafında, dünyevi hazlardan uzak, dualar ediyoruz. Nefsimizi terbiye etmeye çalıştığımız bu ayda, erdemlerimizi sorguluyor ve sadece oruç tutanlardan olmamak için çabalıyoruz.
İslamiyet’in kabul edilmesinin ardından Türkler, hem İslami şartları yerine getirmeye çalışmış hem de kendi kültürel değerlerini dini gereklilikler ile harmanlayarak, kendine özgü bir değer oluşturmuştur. Bu nedenle ramazan ayına ayrı bir hassasiyet gösteren toplum, birlik ve beraberliği pekiştirmek istemekte ve dini-kültürel bir zenginliğin peşinden koşmaktadır.
Birçok şey gibi toplumların dine yüklediği anlamlar da değişkenlik göstermektedir. Türk- İslam topluluklarında ramazanın, kültürel yapı içerisinde bu kadar önem arz etmesi ise boşuna değildir. Rahmet kapılarının açıldığı bu aydan istifade etmek isteyenler, farz kılınmış oruç ibadetini yerine getirirler. Terk edilmesi gereken şeylere karşı nefsin arzularını kontrol edebilenler, özellikle bu ayda, manevi gereklilikleri yerine getirerek, acizliğini hatırlarlar. İbadetlerini daha coşkulu yaşamak isteyenler, ramazan ayının vazgeçilmezi iftar davetlerini ve ramazanın yardımlaşmayı teşvik eden maneviyatının kazandırdığı zenginlikleri bir yaşam tarzı haline getirirler.
Affedilme ve bağışlanma ayı olan ramazanda, insanlığa tutacağı ışık için Kur’an-ı Kerim indirilmeye başlanmıştır. Allah’a karşı görev ve sorumluluklarımızı idrak edebilmemize yardımcı hakikat ifadelerinin yol göstericisi Kur’an, salih amelleri de aydınlatmaktadır. İlk ayetinin indiği, tövbe kapılarının açık olduğu mübarek Kadir Gecesi, yine bu ay içerisinde yer almıştır. Cebrail adlı meleğin ilk vahiy olan “Oku” emri, bu ayın kutsiyet ve ehemmiyeti içerisinde bulunmaktadır.
Bu ayın önemini içeren bazı hadis-i şerif örnekleri ise şu şekildedir:
-Ramazan ayı bereket ayıdır. Allahü Teâlâ bu ayda günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır. ( Taberânî )
-Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi terk etmek değil, boş ve hayâsızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur. ( Hâkim )
-Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü Teâlâ, size ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin ( yani Kadir Gecesi’nin ) hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır. ( Nesâi )
-Ramazan orucunu tutup ölen kimse, Cennete girer. ( Deylemi )
-Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Biri size sataşırsa, ona “ Ben oruçluyum!” deyin.
( Buhari )