Öncelikle kooplog’un yapmış olduğu çekiliş sayesinde kazandığım bu kitap için kooplog’a teşekkür ederim ve beni blog yazmaya teşvik ettikleri için minnettarım. Bende blog yazmayı çok istiyordum ama bir türlü cesaret edemiyordum. Bu kitapla güzel bir başlangıç yapmış olurum umarım.
Öncelikle kitabı büyük bir ilgiyle ve severek okudum. Herkesin okurken rahatlıkla anlayabileceği yalın ve açık cümlelerle yazılmış.Kitapta doktorun konuşmaları birazcık resmi şekilde yazması pek hoşuma gitmedi(belki de Kırmızı Oda dizisini izlerken böyle düşündüğüm için kitabı okurken de böyle hissediyor olabilirim). Okurken ki hissetmek istediğim samimiyeti birazcık azalttı ama gene de bir psikoloğun hastalarıyla olan hikayelerini gizlemesi gereken bilgileri gizleyerek bizlere sunup örnek teşkil etmesini çok cesurca ve başarılı buldum.
Daha önce Bir Psikiyatristin Anı Defteri kitabını severek okumuştum. Ama kendi dilimde olan bu kitap daha başarılı, doktorun arkadaşının da ve eminim ki bir çok kişinin de dediği gibi ‘Yerli Yalom‘. Ayrıca insanı bu kadar seven, değer veren, her kişinin ayrı bir gizemli yolculuk olduğunu düşünerek büyük bir ilgiyle karşılayan, insanlarla son derece mükemmel şekilde empati kurabilen bir ruh doktorundan bu kadar başarılı bir yapıt çıkması çok doğal. Bende insanları daha çok sevmem gerektiğini, herkesin ayrı bir dünya olduğunu yeniden hatırladım.
Tanrıyı göklerde aramak neden? Tanrı,her insanın yüreğinde zaten.
Kitabı okurken yazarın da açıklamasında bahsettiği gibi herkesin okurken kitapta kendinden bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum ya da kendinden bir şeyler bulamasa bile etrafında böyle insanların olduğunu fark edeceklerdir. Kitabı okurken ve okuduktan sonra insanların kendilerinin ve çevrelerinin etkisiyle iç dünyalarında neler yaşadıklarını ve yahut neler yaşama ihtimallerinin olabileceğini anlayıp öğreniyorsunuz. Şizofreni, depresyon, panik atak, anksiyete, bipolar bozukluk… Tabi bu bir çok bilgiye sahip olacağınız anlamında değil ama karşılaşabileceğimiz en temel psikolojik sorunların neler olduğunu,nasıl olduğunu,ne yapılması gerektiğini fark etmemize yarayacak kadar bilgi birikimi sağlıyor.
-Siz demek hatalarına rağmen insanları sevebiliyorsunuz.
Marifet bu zaten. Mükemmeli sevmek marifet değil ki…
Çevremizde bize farklı hissettiren, farklı davrandığını düşündüğümüz insanların, en yakınlarımızın bir anda değiştiğini düşündüğümüz zamanlar da artık bu davranışlarının altında önemli meselelerin olduğunu anlayabileceğiz. Herkes her olay karşısında kendini yeteri kadar koruyamayabilir. Koruyamadığı zaman da bu durum psikolojik, ruhsal olarak zor zamanlar yaşamasına sebep olur. Böyle dönemlerde kendimize/karşımızdakine daha dikkatli davranmalıyız. Kitapta da nasıl davranmamız gerektiğini öğreniyoruz. Herkesin psikoloji hakkında biraz bilgi sahibi olması gerek. Psikologların ‘deli doktoru‘ oldukları algısının yıkılıp ruh doktoru olduklarını fark etmeliyiz. Böylelikle psikoloğa gitmekten de çekinmemeyi öğrenebiliriz,değil mi? Ayrıca psikoloğa sadece psikolojik rahatsızlığı olan insanlar değil, onları o hale getiren insanların da gitmesi gerekir ki geri kalan çevresine de zarar veremesin. Bunun için bu tarz, kaliteli psikoloji kitapları yazılmalı ve okunmalı.
Bunlarla beraber psikolojik bir sorun yaşadığımızda ya da yaşayan biriyle karşılaştığımızda tüm süreç boyunca kendimiz müdahalede bulunamayız. Psikolojik yardım alınmalı. Ama psikolojik yardım alırken de kendimize/karşımızdakine nasıl davranmamız gerektiğini yazar sayesinde daha iyi anladım ve sizlerinde anlayacağını umuyorum. Yazarın kitapta sık sık bahsettiği ‘kendimize karşı hoşgörülü ve şefkatli olma’yı da hiçbir zaman unutmayalım. Umarım sizinde okumanıza teşvik ettiğim bir yazı olmuştur ve sizde kitabı okurken beğenirsiniz.