merhaba,
son zamanlarda sesimin çok çıkmadığını,kendimi en güzeliyle ifade edemediğimi,ne düşündüğümü söyleyemediğimi fark edince böyle bir şeye girişmek istedim. artık günlüğün bile yetmediği bir durum düşünmelisiniz. belki de düşünmemelisiniz çünkü bir şey açıklamak zorunda değilim. hiç okunmayacak bir yazı için bu kadar çabalamama da gerek yok sadece içimden ne geliyorsa onu söyleyeceğim.
öncelikle depresif değilim bunu belirtmek istiyorum sadece hayatımdaki sorunlardan sabahları kaçıyorum fazlasıyla ve uyandığımda her şeye pozitif yaklaşmak için söz veriyorum kendime ama sonra gece yatağa girdiğimde saati 4 bazen 5 yaptıran nedir bana diye düşünüyorum. konuşmam lazım evet ama kimse dinlemiyor. hayatımda bir sürü insan var bir sürü sorunları olan insanlar. sürekli konuşuyorlar asla susmadan ve kendi derdimi onlarla paylaştığımda benim verdiğim tepkiyi onlardan alamadığım için kendimi enayi gibi görüyorum ve boğuluyorum onların davranışları karşısında. biraz enayilik var yok değil. sana ne de gidip insanları dinliyorsun? yok illa dedik ya psikoloji okumak istiyoruz diye daha okulu kazanamadan başımıza üşüşürler tabi. söylemeyin öyle insanlara ne istediğinizi,hayallerinizi,umutlarınızı. sakın o insana güvenmeden onunla sevinç hatta üzüntü bile paylaşmayın. her şeyi herkesten beklemelisiniz.. hiç ummadığınız anda herkes her şeyi yapabilir. düşünsenize siz bile bazen hiç beklemediğiniz tepkiler veriyorsunuz bazı olaylara. işte kendinizden hesap edin demeye çalıştığım şeyi.
hayatı daha başlamadı bile benim için. 19 yaşındayım ben. inanın bu kadar senede zaten çekmediğimiz şey kalmadı ama nankör olmak istemiyorum. hayatta mutlu olduğum çok anım oldu ve olacak da daha biliyorum. asla umutsuz konuşmayacağım burada çünkü dedim ya bana olanlar gece oluyor. sabahları mükemmel minik pozitif bir ayçiçeğiyim ben.
bakın o kadar konuşasım var ki daha beni rajatsız eden şeylerin tırnağına bile gelemedim. evet o kadar çoklar ki. ayrıca burası nasıl bir zamazingo onu bile bilmeden geldim buraya. ne harbiden burası ilk kez gördüm valla. neyse devam. en azından yazma olanağı veren bir yer. teşekkürler.
bugün kendi kendime otururken birden düşündüm. birden içimdeki ses dedi ki sen yazsana ama harbiden yaz böyle bir yere. günlüğüne filan da değil böyle anonim kimsenin seni bulamadığı hatta kimsenin okumadığı bir platforma. mantıklı konuşur iç sesim çoğunlukla ve ben kalp şeytanı olduğum için sürekli kalbimi dinlerim. biliyorum siz de öyle yapıyorsunuz. ama kalbinizi dinlememelisiniz. beyniniz olmasa o bir hiç bunu unutmayın. eskiden olduğum kadar hayal beybisi değilim şu son 2 yılda. çünkü şartlar böyle gerektirir bazen. hepiniz öyle beybilerdiniz değilsiniz artık. değiştik hepimiz.
değişmek ne kadar korkunç dursa da fenasal iyibir şey sakın korkmayın. ama tabii değişim dediğimiz şeyi içte kabullenmek lazım sanırım. ya bu arada ben profesyonel biri değilim ne diyor bu salak kafası diyor da olabilirsiniz ama sadece şu an dolu zihnimdeki kelimleri birbiri ardına dizdiğimi düşünün. heh evet ne diyordum içte kabullenme mi? evet içte kabullenirseniz değişiminizi süper olur o. bu arada o his geliyor zaten insana. birden olmasa da yavaş yavaş. atıyorum değişiyorsanız müzik zevkiniz de değişir bir yandan aa bakarsınız okuduğunuz kitaplar da değişmiş. çevre desen yepyeni olmuş veya sıfırlanmış. yalnızlık beni hayvan gibi korkutuyor ama insanlardan da pek hazetmiyorum. ayrıca hazzetmek kelimesini de sevmiyorum sınavda sorarlar bunu kesin. 24 gün sonra sınavım var. stres bombasıyım ben aslında ondan saçmalıyorum.
his demiştim (shuffledan süper bir şarkı çıktı aşağı da bırakacağım onu) devam edeyim oradan. ben birkaç aydır bir şeyler hissedemediğimi fark ettim. ya yok canım abartmayayım hiçbir şey değil. sadece yoğun hissedememek. yes öyle aynen. mesela mutluluk uzun zamandır ortada yok o yüzden onu hiç hissetmedim ama üzüntüyü de alamıyorum. böyle kahve içersiniz ama bir şey eksiktir dilinizle bir hareket yaparsınız ya. suratım hep öyle gibi düşünün. bir şeyler eksik yani.veya hırs yok hırs.zaten belki de hayatımda o hissi duyguyu artık ne diyorsanız hiç deneyimlemedim sanırım.
eksikleri nasıl dolduracağımı da bilemediğim için dedim sen yaz buralara bir şeyler.bahsedeceğim daha çok şey var. ayrıca biraz herbokologluk vardır bende. o yüzden bir şeye sinirlenirsem de damlarım buraya,dizi,film de yorumlarım.
şimdi uyuyayım yarın deneme çözmem lazım.ileride psikoloji okursam buralaı okuduğumda gülümserim belki.aptal derim bok gibi yere girdin ne denemesi hâlâ yatıp uyusaydın tüm yaşam boyunca.
neyse nerede o pozitif reis??
şarkı*: as the world caves in-matt maltese
lupin gidiyor.