Fanteziler gerçek dışı olmak zorundalar. Çünkü istediğiniz şeyi elde ettikten sonra istememeye başlarsınız. İsteğin devam edebilmesi için objesinin sürekli olarak eksik olması gerekir. İstediğiniz o değildir, onun fantezisidir.
İstek çılgınca fantezileri destekler. “Sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz,” derken Pascal’ın anlatmak istediği de buydu. Bu nedenle avlanmak öldürmekten daha zevklidir deriz ya da ne dilediğine dikkat et; ona sahip olacağın için değil, çünkü ona sahip olduğun zaman artık onu istemeyeceğin için.
Lacan’ın verdiği ders şu; istekleriniz doğrultusunda yaşamak asla sizi mutlu etmez. Gerçek anlamda insan olmak demek, fikirler ve idealler için yaşamak demektir. Hayatınızı istediklerinizin ne kadarını elde ettiğinizle değil, yaşadığınız samimiyet, şefkat ve özveri anlarıyla ölçmek demektir. Çünkü sonunda kendi hayatlarımızı önemli kılmanın tek yolu diğer insanların yaşamlarına değer vermektir.
Bizse tüm hayatımızı ölümü durdurmak için harcıyoruz. Yiyerek, üreterek, severek, dua ederek, kavga ederek, öldürerek… Ama aslında ölüm hakkında ne biliyoruz? Sadece kimsenin dönmediğini… Ama hayatta öyle bir noktaya gelirsiniz ki aklınız, arzularınıza ve saplantılarınıza direnir. Alışkanlıklarınız ve kayıplarınız, hayallerinizden daha uzun yaşadığında, belki ölüm bir hediyedir. Siz bulun.
The Life of David Gale filminden.