Yine sıkıcı bir karantina günü. Hava karanlık, dışarıda yaprak kımıldamıyor. Çok garip. Hayatımızda renk kalmadı. İstediğimiz hiçbir şeyi yapamıyoruz. Nasıl günler bunlar? Sanki rüya gibi. Sanki şu bir yılda herkes on yıl yaşlandı. Rahat rahat nefes bile alamıyoruz. Dışarı çıkınca maske takıyoruz. Ciğerlerimize ne kadar oksijen gelirse artık. Ne yapalım? Bu günler de geçecek diyorum kendime. Ne günler geçmedi ki? Üstelik o günleri artık hatırlamıyoruz bile.
Bir de bundan sonraki günler belki daha güzel olacak. Kim bilir? Belki her şeyin kıymetini daha çok bileceğiz. Yaşamayı daha çok seveceğiz. Umudumuzu asla kaybetmiyoruz. Dünya hiçbir yere gitmiyor. Duruyor, durduğu yerde. Ve bu salgın bitince, her şeye kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Böyle zamanlarda genellikle müzik dinlemek iyi gelir insana. Kasvet, tasa ne varsa alır götürür.
Üstelik yeni bir yıl da geliyor. Belki 2020 gibi olmaz. 2021 belki de bütün kötü olan şeyleri alır götürür. Belki de. Bilemeyiz.
Zorluklar insanları iki yöne iter, ya güçlendirir onu aşmasını sağlar, ya da zayıflar ve yenilir.*
Şunu biliyorum ki; biz asla yenilen olmayacağız.
Kapalı havanın hastasıyız, melankolinin ustasıyız.* (*işaretli iki paragraf alıntıdır.)
Şuraya beğenirseniz güzel bir müzik bırakıyorum.
İyi dinlemeler…